canımızın suyu gibi
ağaçlar canımızdır; ait olduğumuz kocaman evrenin
onlar bir parçası, bizler birer parçasıyız. tıpkı bulutlar
yıldızlar güneş ve toprak gibi, hava gibi, su gibi...
balıklar gibi, ahtapotlar yengeçler gibi sularda yüzen.
erimekte olan buzullar, erimekte ve kaybolmakta olan
duygularımız gibi bizimler. yeşermekte olan duygularımız
gibi de öte yandan. aşk gibi sevda gibi...
tamamını okumak için tıklayın
|
kıymetli hocamız kasım cemal güven'i uğurlamak
bazı insanlar vardır sanki hep yaşadılar ve hiç ölmezler
gibi bir hissiniz olur onlara, dünyada varlıkları dünya
ötesidir sanki; kasım cemal güven. bu isim sanıyorum
sadece benim için değil ona yaşamında dokunmuş ne
çok eczacılık fakültesi öğrencisi için de böyledir.
inanamamak oldu ilk tepkim o yüzden ilk olarak vefatını
duyduğumda, sonrasında bir kedere evrildi duygum.
tamamını okumak için tıklayın
|
işleyen bilgi ışıldar
tıp ne kadar çare, ne kadar farklı yöntemler geçerli
gibi bir forumu izliyorum bir kaç gündür. aile dizilimi,
access bars, nöroformat gibi gibi konular.. iyi oluyor
bilgileniyorum farklı bakış açılarını izledikçe
zenginleşiyorum.
işinin ehli olmak... ısrarla altı çizilmesi
gereken nokta bu bence.
tamamını okumak için tıklayın
|
şükürler olsun
ayvalık'ta kaldığım otelde denizi seyretmeye doydum
mu... hayır. ama odamdam da kolay kolay çıkmadım.
ve her fırsatta sulara baktım. şükrettim bolca.
kendimle
arkadaşlık imkânını verdiği için bayrama, sulara ve
gökyüzüne şükrettim. bu dingin günleri kendime hediye
etmemi sağlayan kardeşime şükrettim. beni "hadi aynur
abla git biraz dinlen" diyerek gönüllerinden gelerek yolcu
eden, gözümü bir an bile arkada bırakmayan eczane
ekibime
tamamını okumak için tıklayın
|
pınar'ın nanagası...
bu özel kadını dün tanıdım. canım arkadaşım pınar'ın
sayfasındaki kısa ama kocaman bir kuyu gibi derin
paylaşımından tanıdım. iki paragraflık yazı yazmıştı,
göğsüme doldu. o kadar uzun baktım ki fotoğraftaki
yüze. anladım pınarın yazıya düşen sesinin tonundan.
boğazımdaki yumrudan anladım ki son gününde
tanışmıştım onunla.
tamamını okumak için tıklayın
|
hayatın hediyeleri
insanın düşünülmesi, kıymet görmesi, sevildiğini
hissetmesi kadar hiç bir ilaç şifa veremez. , bir an
soframa baktım; masadaki her objeyi birisi beni
düşünerek vermiş bana. öyle doğum günü hediyesi
filan da değil yani. bildiğin hayat içindeki düşünme.
börek çiçek ve salata tabağındaki deniz tüzün
bahçesinden toplanmış marullar dün gece eve geç
saatte ancak geldiğimde ve bu sabah halsizken
karnımı doyurdu, ruhumu doyurdu.
tamamını okumak için tıklayın
|
çarpıcı seri anlar
insanın düşünülmesi, kıymet görmesi, sevildiğini
çarpıcı seri anlarmetroları sevmem, buz gibi
omuzlarıma esişi klimanın, genelde birbirine
yaklaşık düzen gitmek, ve en beteri de genelde
rahatsız edici bir koku olur. o kokuyu şimdilerde
pek duymuyorum ama yine de sevmiyorum, bir
yerden bir yere gidişte müthiş bir serilik
yarattıkları da kesin metronun. bugün farklı
bir hatta metroya bindim;
tamamını okumak için tıklayın
|
insan sadece insana küsmüyormuş
İnsan sadece insana küsmüyormuş; bunu anladım
bu hafta. 9 yıl en yakın dostumken bir gün
hatırlamadığım bir sebepten küsüvermişim uduma.
Küstüğüm sadece udum değil, içimden dışa çıkmak
isteyen şarkılarmış da. Hani belki duyduğumuz
şarkıların karışımı ya da hissettiğimiz duyguların
sese dönüşmüş halleri;
tamamını okumak için tıklayın
|
pandoranın kutusu açıldı bi kere
pandoranın kutusu açıldı bi kere; iyi de çıkar içinden
kötü de. artık kim ne yaptıysa..
bugünlerde iyi değilim.
doğru... ve dostlarım hep hissettirdi varlığını yanımda..
arayıp ne oldu aynur diye beni arayıp yeniden anlatırken
üzerek değil.. burdayım diyerek..
tamamını okumak için tıklayın
|
kümes maceralarım
minnok tavuğun evine ziyarete gitmiştim
Sadece
minnok değil bütün tavuklar ve horozlar çok iyi
karşıladı yalan yok, kümese girerken bir heyecan
yaptılar ama sonra çok güzel misafir ettiler.
tamamını okumak için tıklayın
|
sevmek, kendisini özgürleştirebilince sevmektir
evet, böyle demiştik bir sohbetimizde canım mehtap'la...
şimdi size sevmeklerden, birbirine değmeklerden söz
edeceğim biraz; ama önce bir çıtlatayım, fotoğrafı
tıklayıp geçmeyin hemen ve sen ne diyorsun nasıl
geçmeyelim bu ne uzun yazı bunu kim okur deyip
somurtmayın da hemen öyle..
tamamını okumak için tıklayın
|
Sevgili Bihter Bilir den mutlu eden hediye
Tamamen unuttuğum bir şiirimdi. Şiire yeni başladığım
yıllardan. Beni anılara götürdü direk.. O yıllara. Milattan
önce gibi geliyor şu an..
Hayat dedim içimden. Ne çok
parçamı uğurlayıp yeniden doğurtmuşum kendimi. Ne
çok defa ağzıma yeniden yeniden nefesler üflemişim.
tamamını okumak için tıklayın
|
Çöpe giden kolye
Bugün kolyelerimi düzenledik Gülsüm'le. Alıp
kullanmadığım takılar. Ta bebekliğimden kalan takılar...
Hepsini düzenledik baya da çok atılcak şey bulduk.
Bi kutunun içinde ağzı açık sergi gibi koyarım dedi
götürdü giderken. Beğenen alsın ordan.
tamamını okumak için tıklayın
|
Harbiye İstanbul Radyosu önü..
Bu mevkiyi hep sevmişimdir. Babamın TRT den
emekli oluşundan mı yoksa şu su sesi, ya da
yeşillikler yüzünden mi bilmiyorum. Bu caddeye
gelince burada fotoğraf çekesim gelir. Hafızamda
çok anı var buraya dair. Hepsinde yalnızım
genelde.
tamamını okumak için tıklayın
|
ağır ağır çıkmıştık bu merdivenlerden
25. yıl ödül törenimizden bu fotoğraf. tam on yıl
önceden. istanbul üniversitesi eczacılık fakültesi
bizler için bu merdivenlerle anlamlıdır. kalabalık
olmamız teknik bir etken ama asıl bu yüzden
merdivenlere geçmiştik fotoğraf çekilirken. ne kadar
çok anfide ders yaparsak yapalım anfi 2'nin yeri hep
ayrıydı bizde. bir anfi 2, bir bu merdivenler...
tamamını okumak için tıklayın
|
Kaynak biterse
Kaynağa güç bela gidip su bulamadığımda ruh
halim. Kederim.
İnsanın elinin ulaştığı her yeri kötü
yönde değiştirişini iptal edip güzelliklerin bu noktaya
ulaşmasını diledim.
Yüzümüz gülsün; şırıl şırıl sular
aksın; doğa ana ve arkadaşları sulansın bol bol.
Buraya gelenin gönlü kanatlansın diledim.
tamamını okumak için tıklayın
|
Takdir edilmenin sarhoş edici hazzı
Ben biliyorsunuz biraz sıradışı bi eczacıyım. İçim
hep durmadan kaynar benim, içimdeki sulardan
hep buharlar yükselir. Hep bi şey vardır aklımda;
bi şey olsa iyi hep birden çok olur sayısı düşünme
balonlarımın. O yüzden çok uzun yılların emeği ve
niyeti var bugün geldiğim yerde.
tamamını okumak için tıklayın
|
Ekoköy günlüğüm
Doğanın içinde olmaya ihtiyaç hissediyoruz şehirde
yaşayanlar olarak. Ekoköy'ün kurulma amacı da
buna dayanıyor en çok. Burada pek çok meslek
sahibi insan var. Doktor var çok sayıda; profesör,
yayıncı, şirket sahibi olanlar var, iki pilotumuz var.
Bilgisayarcı.. E eczacı olarak ben varım.
tamamını okumak için tıklayın
|
Teos park
Canım kocamla gitmeden olmazdı Teos'a. Gündüz
gözüyle görsün ve göreyim diye çok arzu ettim.
Tadını çıkardık valla her köşesinin. Kahvaltı için de
kesinlikle tavsiye ederim teos_park_restaurant 'ı.
O kadar ilgililer ki leb demeden leblebi tanımıyla
anlatabilirim buradaki yaklaşımı.
tamamını okumak için tıklayın
|
Neden klüplere ihtiyaç duyarız
Günlerdir düşünüyorum ben neden bu kadar etkilendim
yereldeki whatsapp kadın grubundan atılmamdan.
Haksızlığa uğradım, söz hakkı tanınmadı hepsi ok.
Ama neden bu kadar etkilendim. Bu insanlar mı beni
üzen. Ben neden bu izni verdim ki onlara; nerde
bağlanmışım farkında bile olmadan.
tamamını okumak için tıklayın
|
Sevgi Abla
Yaz kış bu köşecikte oturur. Kuşlara yem atar gider
soğuk havalarda. Köpeklere yemek götürseniz
köpeklerden çok o sevinir. Hep arkası dönüktür asla
taciz etmez yem al filan demez. Yağışlı havalarda
şemsiyeler bırakır oralara açıp açıp toprağa yerleştirir
ki kediler altına girsin.
tamamını okumak için tıklayın
|
Beden performansım
Hayatımda ben bu kadar bedenimle çalışmadım
dersem yalan olur; babam vefat ettiğinde günlerce
ev boyamış, erkek işleri yapmak zorunda kalmıştık.
İkincisi madencilerin verdiği eğitime katıldığımda
koca koca kütükleri metrelerce omuzlamış taşımıştım.
tamamını okumak için tıklayın
|
Yenikapı'da müzik kapısı
Yaşamın içinde aniden karşımıza çıkıveren hediyelerin
ne kadar farkındayız. Hiç düşündünüz mü?
Çoook
ama çok uzak bi noktasındaydım istasyonun. Tam
trene binecekken bi an için bir gitar sesi duyar gibi
oldum. Belli belirsiz sese kulak kesildim duyulmuyordu
bi şey ve akşamın o saatlerinde olmuyordu genelde
marmaray'da müzik.
tamamını okumak için tıklayın
|
Bir fotoğraf düşünün karanlık bir kuyunun
içinde belirmiş yüzler olsun içinde
Yaşamın içinde aniden karşımıza çıkıveren hediyelerin
Bir adam olsun saçlı sakallı, hatta sakarları ağarmış
ve yanında küçücük bir kız çocuğu. Ne yapılan
lanetler, ne çizilen karikatürler bu hayal ettiğiniz
karedeki kadar etkili olamaz bence insanın üzerinde.
tamamını okumak için tıklayın
|
her varlık biricikmiş gerçekten de hocam
lemi uğuz hocamın sayfasını bir ziyaret edeyim
dedim. arada severim dostlarımın sayfasına gidip
orda biraz kalmayı. ana sayfa takip etmeyi sevmiyorum
ben. bana zorlanan bir şeyi yerine getiriyormuşum
duygusu yaratıyor bende.
tamamını okumak için tıklayın
|
Run Lola Run
Koşar gibi gidip koşar gibi geldim İstanbul'dan.
İçimiz hep koşuyor yetişmemiz gereken hastalarımız
var. Bizden şifa bekleyen danışanlarımız var. İlacının
yapılmasını bekleyen, fiyatının hesaplanmasını bekleyen,
tamamını okumak için tıklayın
|
Eczanelerin de özgün bir ruhu olması...
Eczanelerin bir sağlık kuruluşu olduğu doğrudur
ancak bu kuruluşu eczacının ve ekibinin birebir
her bir parçada kendisinin kurduğu yapıları seviyorum
ben. Her parçada orada yaşayanların ruhunun yansıdığı
objeler,
tamamını okumak için tıklayın
|
ağaçların sesi
bir gün yolda giderken rotalarda keramet; yolum
bir çalgıcıya düştü. unkapanı'nda müziğin eski
kalbinin attığı yerde bir çalgıcıya... gitarlardan,
sazlardan, kemanlardan konuşurken söz bir yere
geldi ve çalgıcı dedi ki,
tamamını okumak için tıklayın
|
Değişimler senesi;
2023 büyük bir değişimin yılı oldu bizim için. Yaşadığımız
şehri değiştirdik, soluduğumuz havayı, yüzümüzün rengini
değiştirdik bu yıl.
Dışta bunlar olurken, içimin labirentlerine
yeniden baktım. Gördüm ki Laloba olmuş içimdeki Lilith,
sarmaşıklarını sevgiyle dolamış ama yine.
tamamını okumak için tıklayın
|
Hayatın sihri
Sevdiğimiz kişilerin yakınlarını da severiz. Çünkü o
sevilmeyi oluşturan enerji o kişilerde de vardır. Güzellik
de aynı kötülük gibi bulaşıcıdır. Şenol benim için hep
çok özeldir, yeri ayrıdır kalbimde. Ben Şenol'un kardeşiyim
diyerek eczaneme gelen sevgili Nihal
tamamını okumak için tıklayın
|
Tarihten bugüne
Size hep hastalıklardan söz ediyorum. Yok demodeks,
yok mantar, saça giren kıran, yüzde patlayan akne.
İşimiz gücümüz, dilimiz rozase de rozase.
Ben
eczane hâllerimizi de anlatmayı ve paylaşmayı
seviyorum.
tamamını okumak için tıklayın
|
Her kalp atışının bir hikayesi vardır
Her kalp duruşunun da öyle. "Sevgili kendim bazen
olmuyor işte, boşver" demiş olabilirsin muhtemeldir ki
o son anda. Seni çok özliycem, kendi olmayı başaran
bir adam oldun hep, gidişin de o kadar net oldu.
tamamını okumak için tıklayın
|
İstanbul ne tarafta...
Tamam artık, Seferihisarlı olmuşum ruhen. Ben
tamamım. Servis Esenler otogarına gelince yanımdaki
kıza sordum. Burası Esenler mi. Olura Alibeyköydür
inerim bi de Esenler diye. Olur mu olur...
tamamını okumak için tıklayın
|
hayatın devri daimi
devri daim nasıl oluyor insan. nasıl ince çizgilerle
birbirine bağlı bütün denklemler. diyalektik diyor
birileri birileri kader.. ama bir şey var ki birbirimize
görünmez iplerle bağlıyız hep..
tamamını okumak için tıklayın
|
Ölümün pembe tılsımı
"Bunca yaştan sağ çıktım... Ölümü oyalamakla
geçiyor günler... Ama bu hafta başında ve bu gün
iki özel ve güzel arkadaşımı kaybettim... Onları
tanısanız da tahmin etseniz de isimleri, suretleri
ve hatırlı hatıraları şimdilik bende saklı.
tamamını okumak için tıklayın
|
üç tarih içiçe
ah o anı çok iyi hatırlıyorum imzayı bir an için bırakıp
sahneye fırllayıp yanınıza gelmemek için zor tutmuştum
kendimi. ama kimseyi geciktiremezdim; şarkılara geç
kaldım mecbur desem de inanmayın.... ben eşlik ettim
içimden.. :) "az gittim çok döndüm" / aynur uluç..
tamamını okumak için tıklayın
|
Akıvermek, akışmak, içi dışına, dışı içine yakışmak...
"İnsanları mekanik ilişkilerden çekip çıkaracak iksiri
öyle kolaycacık elini cebine atıp bulup çıkarmak her
zaman o kadar kolay olmuyor. Ya sende olmuyor
ya onda. Olsa da, ya seninki o sihri onda yaratmıyor
ya da onunki sende.
tamamını okumak için tıklayın
|
İletişim ve güven ilişkisi
Bir arkadaşım paylaşmış bu karikatürü. Karikatürist güven noktasında bitirmiş ana tema olarak. Nasıl da güzel anlatmış toplumun içinde yaşadığı psikolojiyi dönem dönem. Bu kaygılı hâl tüm yaşamımıza yansıyor.
tamamını okumak için tıklayın
|
|
|
|
|