şiddeti içsellestirme riski
bu yazıda sözünü edeceğim sinema filmi hayli
zaman önce çekilmişti ancak benim izleme fırsatım
yeni oldu. sinemalarda oynadığı tarihlerde ilgimi
çekmemişti. sinsi bir şekilde büyümekte olan bir
tehlikenin işaretçisi gibi algılamasaydım filmi
“hiç seyretmeseymişim” deyip geçebilirdim de.
tamamını okumak için tıklayın
|
peki şimdi nereye
"bir anlayan olsa anlatırdık gözyaşını da" demiş
edip cansever
biz anlatmaktan vazgeçtiğimizde anlayanı hiç
olmayacağını peşin peşin kabul etmiş olmaz mıyız,
diyesim geldi... bir film izlemiştim; "peki şimdi nereye.."
lübnanlı yönetmen nadin labaki'nin bir filmi.
tamamını okumak için tıklayın
|
icimizdeki şiddet çetesi
quentin tarantino’nun şimdiye dek izlediğim
her filmi ilgimi çekti. her birisi de tek tek üzerinde
düşünülmeyi gerekli kıldı benim açımdan.
mekân kullanımıyla, kurgusuyla, diyaloglarıyla,
sembolleştirdiği tiplemeler ve objelerle aklımı kurcaladı
sahneye yansıttıkları hep.
tamamını okumak için tıklayın
|
sıkıştırılmış mevsimler
"bir anlayan olsa anlatırdık gözyaşını da" demiş
edip cansever
Mevsimler…Bir yılın değil, hayatın
mevsimleri. Yaşamının bir döneminde sevgiyi
bulmuş olanlar, daha sonra bu duyguyu
kaybetmelerinin acısından, hangi mevsimle
uyanmak isterlerdi diye sorsam, siz ne derdiniz?
tamamını okumak için tıklayın
|
sana ihtiyacım var
"sevilmek önemlidir evet, sevmek... benim
güzel kızım, asıl gereken bu"
"adam" isimli
filmden bir sahneymiş o an adını bilmiyordum
filmin... acele acele işe yetişmeye çalışıyordum
ve bu yüzden o dar vakitte filmi izlemiyordum
aslında. televizyondan sesi düşüyordu hazırlığımın
içine... kulak ucuyla dinliyordum filmi...
tamamını okumak için tıklayın
|
aklımız kayıp şarkılara kayıp giderken
anadolu sözcüğü daha duyduğunuz anda, oldukça
geniş bir açıyla alır götürür sizi. kucaklayan bir yanı;
doğurgan bir yanı olduğunu bilirsiniz bu sözcüğün.
anadolu’ya dair genel bir kanınız vardır ve ayrıntıları
bilemeseniz de, için için genel hatlarıyla aslında
bildiğinizi düşünüyor da olabilirsiniz.
tamamını okumak için tıklayın
|
müstesna bir film
bir yere giderken varacağınız yerin coşkusunu
yüreğinde hissetme duygusu. kalbinizde belli belirsiz
bir heyecan. henüz kendisine değmeden, ona dair
önsezilerin bile içinizi karıştırması. işte bu duygular
eşliğinde gittim sinemaya çok uzun süredir ilk kez.
tamamını okumak için tıklayın
|
ah sevgilim ahhhh
"sevilmek önemlidir evet, sevmek... benim
bir şehir sevgili olacaksa; bu şehir istanbul’dur mutlaka.
ancak istanbul, sizi bir sevgili gibi mest edip, bir sevgili
gibi perişan edebilir. ona olan özleminiz diğer şehirlere
duyduğunuz duyguların sınırını zorlar. hele bir de zamanla
kabuk bağladı sanılan yaraları olan bir kadın için.
tamamını okumak için tıklayın
|
vatandaş mustafa
size “vatandaş mustafa” isimli bir belgesel filmden
söz edeceğim. 15 kasım 2007 de garajistanbul’da
galası yapılan film, o noktadan başladığı yolculuğuna
anadolu’nun değişik köşelerinden devam edecek. bir
kişinin ismi vatandaş olduğu üzerinden tanımlanıyorsa
konumu bellidir.
tamamını okumak için tıklayın
|
su, birleşme meylindedir.
havada uçan iki su damlası, uzayda birbirini çekerek
birleşme meyli gösterir. uzay gemisinde giderken
çekilen bu ayrıntılı sahneyle başlıyor avatar. altı yıl
süren yolculuk uykusundan uyanan jake sully’nin
gözünü açtığında karşısına çıkan görüntü bu. oysa
yolculuğu asıl şimdi başlıyor.
tamamını okumak için tıklayın
|
aşk insanı eşitler
aşk insanı eşitler, çünkü aşk varsa ortada üstümüzde
hiçbir kaban kalmaz. kalamaz. ne kadar statü varsa,
ne kadar mal mülk o kapıdan geçerken soyunulur.
soyunulmayan tek giysi kaldığında insan aşktan çıkar.
varlığının dibine kadar yaşadığın bir alandır aşk.
kocaman bir imkândır tamamlanmaya. bağımlılıktan
ve üzerinden kendini mastürbe eden diğer emme
biçimlerinden söz etmiyorum tabii...
tamamını okumak için tıklayın
|
artist pakize ve seneryo dolabı
yılların deneyimli tiyatro oyuncusu sevgili asuman
çakır'ın hem senaryosunu yazdığı, hem yönettiği,
hem oynadığı oyununun ilk gecesiydi dün. hâl
böyle olunca heyecanımıza diyecek yoktu. bu ülkede
sanat için koşmak ucundan olmaz; her adımında ayrı
koşmayı gerektirir çünkü. o gönülden aşkı, o kocaman
hevesi gerektirir. bir yerde aşk görünce koşmamak olur
mu, sisleri yara yara koştuk oyuna.
tamamını okumak için tıklayın
|
masters of sex..
bu kadar işin gücün arasında evde olamadığım,
olduğumda başımdan aşkın haller içinde olduğum
halde her bulduğum fırsatta başına koşa koşa gittiğim
bir dizi var. araya günler de girse kopmadan izliyorum.
3. sezondayım şimdi. buraya kadar gelmeyi de başardım.
tamamını okumak için tıklayın
|
Celile oyunu hakkında...
Son günlerde izlediğim oyunların içinde beni etkileyen
oyunlardan birisi de "Celile" oyunuydu. @aysegul.yalciner in
oyunculuğu tek kelimeyle baştan sona ayakta alkışlanmalık.
Nazım Hikmet'in annesi olmak nasıl bi şey. Anne nasıl
bi şey olduğunda oğul Nazım Hikmet oluyor; bunu
düşündürdü.
tamamını okumak için tıklayın
|
emre karayel'in "erkek aklı oksimoron" isimli
tek kişilik performansı
emrekarayel01 in ""erkek aklı oksimoron" isimli tek
kişilik performansını izledim. İnteraktif oluşu özellikle
çok keyifliydi. Bi fark ettim ki son günlerde gittiğim
dördüncü tiyatro ve hepsi de tek kişilik oyunlar. İlk
gittiğim oyun @nilgunbelgundü. kendini anlatabilmek
için bi oyun yapmış.
tamamını okumak için tıklayın
|
Notre dame ın kamburu müzikalinden kesitler
Tam bi dans ve müzik şöleniydi. Çingeneler zamanı
müzikali ile aynı ekip oynuyor; Kumbara Görsel
Sanatlar Tiyatrosu oyuncuları... O oyunda
performansa şapka çıkarmıştım. Buradaki
hareketi, ivmeyi görünce ne desem az kaldı.
tamamını okumak için tıklayın
|
Kaan Sekban'la...
Muhteşem bi geceydi. @kaan.sekban ın 5. yılının
yıldönümü olan geceye denk gelmek cidden müthişti.
Samimiyeti, sahiciliği ve hayatın içindeki mizahı
yakalamış zeki bakışları beni çok etkiledi.
tamamını okumak için tıklayın
|
Rolünün insanı olabilmek
Nazım Hikmet'in annesi Celile'yi canlandıran tiyatro
oyuncusu Ayşegül Yalçıner'i sahnede hayranlıkla
izlemiştim. Tek kişilik performansı hakikaten şapka
çıkarmalıktı. Zor bir rolün üstesinden kolaylıkla
kalkmış edası ona performans alanında
en iyi kadın oyuncu ödülünü getirdi.
javascript:;
tamamını okumak için tıklayın
|
Sumru Yavrucuk'un "Shirley" isimli
oyununu içtenlikle tavsiye ederim.
Her kadının izlemesi gerek, ama her erkeğin de...
Kadının kendini bulması, aslında erkekler için de
gerekli ki bir bütün olarak sağlıklı "biz"i kurabilsinler.
Bezgin bir şekilde sürüklenerek geçirilecek bir
mecburi hizmet gibi olmaktan kurtarılınca hayat,
keyifli ve fark edilir, öyle olunca hissedilir öyle
olunca değişebilir olsun.
tamamını okumak için tıklayın
|
Amik Gölü topraklarında
pamuklara sarılı bir afara
Uğur Aslan'ın "Bir arabesk müzikali Afara"isimli
oyunu müthişti. Arabeskin bu ülkedeki yerini ve
zeminini arabeski hiç anlatmadan, direkt kendi
hikâyesi üzerinden araya o ana uygun parçalar
girerek birebir anlatıyor.
Oyunda yer yer çok güldük,
yeri geldi duygulandık ağladık. İçlendik.
tamamını okumak için tıklayın
|
Çılgın Zamanlar
Dün işteydim cumartesi günleri haftanın bütün yorgunluğunun o günün yorgunluğuna eklendiği gündür çalışıyorsanız. Ancak güzel bir sürpriz oldu günün yarısında ismi bende saklı bir arkadaşım bana ulaşmaya çalışıp şahsi telefonumdan ulaşamayınca benim gibi işkoliklikle düşkoliklik arasında gidip gelen birini iş telefonundan yakaladı ve dedi ki harika bir oyun var yeri geldi duygulandık ağladık. İçlendik.
tamamını okumak için tıklayın
|