facebook twitter instagram youtube html5 sitemap Bizi Takip Edin

Rolünün insanı olabilmek

Rolünün insanı olabilmek

Rolünün insanı olabilmek

Nazım Hikmet'in annesi Celile'yi canlandıran tiyatro oyuncusu Ayşegül Yalçıner'i sahnede hayranlıkla izlemiştim. Tek kişilik performansı hakikaten şapka çıkarmalıktı. Zor bir rolün üstesinden kolaylıkla kalkmış edası ona performans alanında en iyi kadın oyuncu ödülünü getirdi. Ve dikkatlerimizi Nazım'ı dünyaya getiren kadına, ressama; Celile'ye topladı. Kadının hala görünmez olduğunun maalesef sürdüğü bu çağda kadını işaret etti hepimize bu oyun.

Celile oyununu aynı zamanda Ayşegül Hanım'ın eşi de olan Ali Yalçıner yazmış. Ali beyin mütevazi tavrı altı kalın bir çizgiyle çizilmesi gereken bi konu. Böylesine önemli bir temayı ne şekilde dile getireceğinizin kararı dahi tarihi bir sorumluluk ister. Oyun örgüsünün hangi ince detaylarda kurulacağı konusu yine öyle. Buna rağmen tebrik edildiğinde "Ayşegül Hanım Celile'yi bu kadar güzel canlandırmasaydı benim yazdıklarım çöptü; çöp " deyiverecek kadar hem sevgili eşine, hem kadınlara verdiği kıymetin bu kuvvetli ifadesi kolayca es geçilecek bir konu değil.

Ayşegül Hanım'ınsa her adımına, her edasına kadar yansıyan tutarlı mütevaziliği, sıcakkanlı ve açık samimiyeti, oyunculuğu kadar etkiledi hepimizi. Nazım şiirlerini seslendirişi zaten.

Geçen akşam yereldeki kadınlarla buluştuğumuz "yaza merhaba" etkinliğimizde onur konuğumuzdu kendisi. Gelişleri ayrı, gidişleri ayrı zarif bu çiftin her tavrına ayrı hayran kaldık. Ses tonuna kadar yansıyan zerafet. Ve oğulları sevgili Ada'nın piyano dinletisi kısmı benim için gecenin en hoş sürprizlerindendi.

Ayşegül Hanım'a bir kez daha hayran kaldım. Hayli uzun zamandır tavırlarıyla beni bu kadar etkileyen bir insan olmamıştı. Kendisini tanıdığım için onur duydum. Birlikte dans etmekse apayrı bir sevinçti. Bazen insan bulunduğu yere bir türlü giremez ya ne kadar çabalasa. Hani orada olduğuna bir adapte olamazsın içinden. Bedenin ordadır ama için bi türlü giremez tam havaya. O akşam benim hâlim tam da böyleydi nedense. Uzunları yakıp duruyordu gözlerim. Ayşegül Hanım'ın elini uzatıp dansa kaldırışına kadar. İçimdeki hüznü hissetti sanırım. Bu beni çok etkiledi ve o andan sonra hüzün filan kalmadı bende. İşte bu sihirli danstan bir kareyi iyi ki canım Aylin Boztepe çekerek belgeledi. Ne deyim; bahtiyarım.

Aynur Uluç
24 Haziran 2022