dans da şifaya dahil baya bir artık ilerlettim işi. eczaneye gelenlerle sohbet ediyorum. diyorum ki acaba nereni görmezden geldin ki bu başına geldi bir baksana şefkatle içine. şöyle bir duruyorlar önce. sonra derdine göre nokta atışı sorumu soruyorum. ahhh diyorlar bu kez, ya da şöyle bir kıpırdanıyorlar istem dışı.. anlıyorum ki doğru yere temas ettim. başlıyoruz oradan yolculuğa. her gelen gülümseyerek gidiyor. ve bu gülümsemeler var ya ruhuma iyi geliyor. insanlara iyi gelmek o kadar ışıklı bir şey ki anlatamam. insanın ruhu yıkanıyor. düşünsenize her yeni gelen hasta karşılıklı şifa şansı; hem ona hem bana. boşuna dememişler en derin şifacılar en yaralılardır diye. ben yaralarımı öpe öpe gönüllerini hoş etmeyi öğrendim mi bilmem ama çabalıyorum işte. ve açıyorum müziği hem sözlere sesli eşlik ediyorum hem de elimde hesap makinesi klavye formülde oran hesaplıyorum. ya da bir yandan yazıyorum bir yandan şarkıya eşlik ediyorum beynimi böyle iki yönlü aynı anda çalıştırmak çok hoşuma gidiyor. etkinliklerde de yaparım ben bunu. bir yandan sürmekte olan şarkıya eşlik eder, bir yandan da birazdan okuyacağım şiiri şöyle bir aklımdan geçiririm. ne diyordum. o anda ben kaptırmış eşlik ederken; dans ederken hatta; içeri giren hasta diyor ki: eczacı hanım kaptırmış yine. ))) onlar da alıştı.. ya da, ilk kez bile görseler alışmışlar gibi geliyor bana..ben alıştım ya kendi her türlü halime… gülüyorum ve diyorum ki -hoş geldiniz. gelin gelin, güzel bir yere geldiniz… aynur uluç |