İsimlendirme ihtiyacı
"Aynur Kafur ağacı gibidir, binbir gece masallarında
koca gölgesi olan ağacın ta kendisi; yüz insanı
gölgesinde serin tutuyor." demiş, bir arkadaşım
beni tanımlarken. Güneş dendi, gelincik dendi,
uçuç böceği dendi
tamamını okumak için tıklayın
|
anlama
anlam aramaya gerek yok...
anlam kendiliğinden var olan bir şey.
özellikle arandığında sunileşmenin ilk adımı atılmış
oluyor zaten, farkına bile varılmadan hem de;
kendisini yok eden hamle...
tamamını okumak için tıklayın
|
evet boşluğa bakıyorum
evet boşluğa bakıyorum. ve doğru bildiniz kendime…
ve elbette yine doğru bildiniz; sizlere bakıyorum.
her bir atomunuzda yer alan çekirdekteki nötronla,
onun etrafında dönüp duran protonlar arasında
tamamını okumak için tıklayın
|
Alma verme dengesi
Şimdi böyle her yere yetişirmişim gibi hallerimi
görüp sevgi pıtırcığı sananlar ve dolayısıyla sen
şöylesin sen böylesin diyenler hep olur bana.
Beğenirim teşekkür ederim ama satın almam
fikirlerini .
tamamını okumak için tıklayın
|
Arkadas
Hiç pilot arkadaşım olmamıştı desem tam doğru
değil ama böyle deli dolu, içi dolu dışı dolu bir pilot
arkadaşım olmadığı doğru. İki deli dolu yürek
karşılaşınca ne olur.
tamamını okumak için tıklayın
|
Kadın olmak daha güzel diye bir şey yok
Yıllar yılı kadınları ve kadınlığı, dişi özellikleri
güzelledim bilirsiniz. Şiirlerimde oyunlarımda anlatılarımda.
Yıllar yılı o kadar bastırılmıştı ki içlerindeki yaratma
heyecanını görsünler dedim; bunu canlandırmak istedim.
Bu bir amaç; güzel de bir amaç ama gel gör ki pratikteki
kadınların oraya varmasına daha çok yol var.
tamamını okumak için tıklayın
|
Su hayattır
Yaşadığımız sorunların kendi payımıza düşenini
görmek. Önce derinden hisseder insan. Bu böyle
olmaz. Olmamalı diyerek başlar yola..
Üstünde
çalışmak ve harekete geçmek bir sonraki adımlar.
Önce görmek. Görmek içinse gözlerin acısa da
kalbin sıkışsa da bakabilmek doğrudan.
tamamını okumak için tıklayın
|
Yaşama delisi
Keyifli ortamda keyifli olmasını, kederli ortamda
kederli olmasını bilirim. Ben bir "yaşama delisi"yim.
Bugüne kadar çok isim verildi bana. Martı, Güneş,
Gelincik, Yaprak, Sevgi pıtırcığı, Uç uç böceği,
Ahtapot kollu kadın, Ebruli, Şifacı, Taş kadın, Cadı,
Şifacı cadı, Şifa şekeri, Ayn, Aynuroski.
tamamını okumak için tıklayın
|
Güzellik de bulaşıcıdır
Epey uzun süredir İstanbul'da değildim. Geldiğimin
ikinci ya da üçüncü günüydü sanırım, Marmaray'da
aniden Ayrılık Çeşmesi'nde inmem sonucu sevgili
Cem Gündüz ile karşılaşma şansı buldum.
Beni uzaktan görmüş, elimde telefon sesli sesli şarkı ,
dans eder adımlarla yürüyordum.
tamamını okumak için tıklayın
|
Çizer miyim değil miyim
Aman Allahım ne büyük soru
Hiç bi şiiri şair olmak için yazmadım bugüne kadar.
Ama ne hikmetse sonra benim gibi dizeler yaratıp
alt alta dizenler şairdir değildir diye konuşmaya
başladılar kendi aralarında, konuşsunlar ama
tutup bana da demesinler mi.
tamamını okumak için tıklayın
|
Hayaline değil kendine inan
Eren Bous'un bu çizgisindeki cümleye lütfen zumlanın.
Kendinin başaracağına inanmak, kendi potansiyelinin
büyüklüğünü fark etmek ve sırf fark ettiğin için büyümesi
o potansiyelin. Gizlide kalan bir serveti bulmak için yola
çıkmak gibi bir şey bu.
tamamını okumak için tıklayın
|
Varlık bilinci; toprak elementi bilinci
Alttan aldıkça altta kalıyor insan. Yükseklerde uçtukça
ise şahin oluyor gerçekten de; kanatları bileniyor
rüzgâra karşı dahi gidebilir oluyor insan. Susmuyor
öyle hemen, pısmıyor kolay kolay.
Yani toplum içindeki
kıymet yerimizi ve ölçeğimizi resmen kendimiz belirliyoruz.
tamamını okumak için tıklayın
|
Derede parlayan çakıl taşları
"İnsanları mekanik ilişkilerden çekip çıkaracak iksiri
öyle kolaycacık elini cebine atıp bulup çıkarmak
her zaman o kadar kolay olmuyor. Ya sende olmuyor
ya onda. Olsa da, ya seninki o sihri onda
yaratmıyor ya da onunki sende.
tamamını okumak için tıklayın
|
|
|
|
|
|