Hayaline değil kendine inan
Eren Bous'un bu çizgisindeki cümleye lütfen zumlanın. Kendinin başaracağına inanmak, kendi potansiyelinin büyüklüğünü fark etmek ve sırf fark ettiğin için büyümesi o potansiyelin.
Gizlide kalan bir serveti bulmak için yola çıkmak gibi bir şey bu. Bu yolculuğa niyet etmek, farkındalığını artırmaya niyet etmek. Yolculuğa diyorum bilerek seçiyorum bu sözcüğü. Adım adım gidilen bir yol bu çünkü.
O gücün ve potansiyelin zaten orada olduğunu bilmek o kadar önemli bir anahtar ki, başka birine dönüşmem mi gerekiyor ben buyum demeyi bırakıp ben aslında neyim sorusuna geçiyor insan. Neleri fazladan giydirmişler bana, ve ben nasıl da o giydiklerimi ben sanmışım bunca yıl.
Vee teker teker soyunma zamanı işte orası. Fazlalıkları taşımaktan kurtuldukça hafiflemek ve özüne varmak molası. Kendini yaratma cesareti bile değil bu kendini keşfetme ziyareti. Ziyaretin tadına varmak, tatlıysa tatlı, ekşiyse ekşi. Kabul eden bir bilgelikle bakabilmek oraya.
En kendinle tanışmaya niyet et önce bi sen. Yapabileceklerini bi keşfet. Yürüyüşün bile değişir, sesinin tonu değişir, gözünün feri değişir. Edan değişir geride bıraktığın sedan değişir. Kendin olursun.
Taşıdığın kamburlardan kurtuldukça değişirsin görüntüde ama özde değiştirilmiş halinden kurtulursun. Aslında değişmiyorsun yani kendini buluyorsundur. Yeni kendini değil en özdeki kendini. En başa dönebilme cesaretini.
Sana derler; Sen çok değiştin. Seni alıştıkları o elverişli hâline geri çekmek için el birliği, dil birliği etmişçesine müdahaleler başlar çevrende. Hıııı demek ki tastamam kendi yolundasın dostum. Bunu sana kötülük olsun diye yapmaz kimse. Kendi konfor alanları bozulmaya başladığı için yaparlar. Onların hayattan hizmet talep eden taraflarına ters gelir bu kendini keşfeden hâlin.
İşte orada marifet devreye girmelidir ki var işte sende o marifet, bunu savaşa çevirmeden kotarma marifeti, buna da inan. Potansiyelinde var işte o potansiyel
Aynur Uluç
Bir Dost