zehirler uygun dozda şifadır
tıp camiası dışındakiler için "pilül" sözü bir şey ifade eder mi, bilmiyorum ama eczacılıkta pilül reçetesi gelmesi çok özel bir şeydir.. bizim gibi her gün çeşit çeşit ilaç yapan bir eczane için bile.. her eczacı şöyle bir heyecan yapar gelse. ilacı yapmaya kalkışır mı, kalkışmaz mı orasını bilmiyorum ama kesin heyecan yapar bence..
bir kere pilül tahtası hemen hemen hiç bir eczanede kolay kolay bulunmaz.. googleda tarattığımda antikacılarla ilgili bir sitedeki tek bir kare dışında fotoğraf dahi bulamadım buna ilişkin. diyelim ki pilül tahtanız var.... çok eskilerden kalmış ve saklamışsınız. bu sefer de hamurunu yoğurmak, kıvamını tutturmak çok zordur, stresi çoktur yani. önce güzelce yoğurur, kıvamını tutturur; sonra özel oklavasıyla hamuru açarsınız. pilül tahtasına her tarafı eşit kalınlıkta olacak şekilde yerleştirirsiniz. çünkü her bir hamur parçasına eşit miktar hammadde düşürmek önemlidir... hele ki bu madde zehirse düşünün ilacı yaparken bendeki dikkati ve bacak titremesini. bir küçük pilüle zehir çok kaçsa hasta zarar görmeye başlayabilir..
ben bu paylaşımı yapınca şöyle bir soru geldi; bu tahta neden bu kadar önemli.. çok güzel bir soru bu; çünkü anlamların içini açmaya olanak veriyor.. bazı objeler bir şeyi sembolize ederler.. tahta değildir önemli olan burada elbette; meslek içindeki algıda tuttuğu yer diyebilirim. en azından benim için öyle..
ve artık pilül yazan doktor kalmadı gibi bir şey. bu anlamda tarihi bir değeri de var gelen reçetenin. eczacıya o geçiş köprüsünde olunduğunu da yaşatır duygu olarak. teknoloji bir yandadır, tarih bir yandadır o anda. eğer mesleğinizin içerdiği şifanın kıymetine ve ayrım noktalarına, inceliklerine de aşıksanız sizin için kıymetli bir andır bu reçetenin gelişi. benim duygularım da aynen böyle oldu.
evet, strikninle çalıştım bugün. striknin bilirsiniz köpek zehiri diye geçer. maalesef o masum köpekleri zehirledikleri madde striknindir. ve dünyadaki en toksik on zehirden biridir. ama zehirler tıpta uygun dozda şifadır.
azami bir dikkatle çalıştım o yüzden. hamurun kıvamı pek güzel oldu ballı ballı. şaka yapmıyorum balla kardım hamurunu. ve yüz eşit parçaya böldüm yavaşça yuvarladım. kalbimden geçen şu ki; hastaya şifa olsun.
eczacı aynur uluç