facebook twitter instagram youtube html5 sitemap Bizi Takip Edin

Yeni formüller düşünürken ben...

Yeni formüller düşünürken ben...

Yeni formüller düşünürken ben...
Yeni bir gün. Yine iki formül üstündeyim. Gece geç saatlere kadar çalışmışım, düşünmüşüm notlar almışım. Pestile dönmüş beynim.

Yok, sabah da kendini salıp uyumak yerine aklım yine ferfecir. Dönüyor da dönüyor mübarek. Düşünüyorum ilk bölümde; öyle olsa nasıl olur, böyle olsa ne olur. Düşün ölç biç safhası vardır formüllerin, bir de lavaratuvarda pratik safhası. Genelde Arge yani araştırma geliştirme işi, labaratuvarla sınırlı sanılır.

Oysa ön kısmı vardır asıl. Sonra iş labaratuvar denemelerine gelir. Farklı ve güvebilir kaynaklardan okursunuz, kurarsınız bilgileri, kafanızda birleştirirsiniz, ayırırsınız, tekrar ayrıldıkları yerden birleştirirsiniz. Doluya koyarsınız boşa koyarsınız. Olmadı; bileşik kaplara koyup seyrine dalarsınız. Olmadı kap icat edersiniz. Bunların hepsi ilk olarak beyinde gerçekleşir.

O safhada bilgisine güvendiğiniz doktorlarla konuşursunuz bir simyacı olarak. Veeee yorulup cılkınız çıkınca uykuya yatarsınız her insan gibi; ama beyniniz bir bakarsınız orda da rahat durmamış açarını ya da açmazını uykuda yakalamış. Yani benimki hep öyle yapıyor.

Dedektif Nik karakteri vardı anımsarsınız. Benim beynim Dedektif Nik gibi ve sürekli pik hâlinde; yeni detect peşinde. Yine yakalamış bi çok şey. Uyandım ki Viki gibi parmak şıklatarak "buldummmm" diyorum. Bir çıplak çıplak elimde sabun banyodan fırlamadığım kaldı. Dalıp onu da yaparsam diye kendimden korkuyorum.

Ecz. AYNUR ULUÇ
BULVAR ECZANESİ