Yaşama delisi
Keyifli ortamda keyifli olmasını, kederli ortamda kederli olmasını bilirim. Ben bir "yaşama delisi"yim. Bugüne kadar çok isim verildi bana. Martı, Güneş, Gelincik, Yaprak, Sevgi pıtırcığı, Uç uç böceği, Ahtapot kollu kadın, Ebruli, Şifacı, Taş kadın, Cadı, Şifacı cadı, Şifa şekeri, Ayn, Aynuroski... İlk çırpıda hemen aklıma gelenler. Bu tanımlar öyle bi de denilip geçilenler değil, uzuuun süre üstümde kalan hatta adımın yerine geçen isimler. Ve beni de cidden etkilemiştir her birisi. Hayatımda izleri vardır, bu isimlerin verilmiş olmasının. Şiirlerime, düşlerime kadar yansımıştır izleri.
Göbeğimi kesen ebe de bir isim vermiş tam göbeğimi keserken; Meriç demiş. Tam da sınır olarak konmasına rağmen pervasızca kendi suyunda akan bir nehrin adını vermesi de beni çok etkilemiştir hep. Annemse Aynur demiş çok sevdiği komşusunun kızının adını bende yaşatmak istemiş bir vefa örneği olarak. Ve en bilinen ismim bu olmuş haliyle zaman zaman Nuray diye karıştırsalar da.
Farkındayım ki Aynur dahil bu isimler beni ifade ettiği kadar o kişinin ona en değen özelliğimi ifade ediyor onların algısında.
Ama bu "yaşama delisi" tanımını dün canım Efelerin Semoş yaptı. Beni bu kadar iyi tanımlayan bir isim olamaz dedim. An bazında yaşadığım minimal hallere kadar tam benim hâllerimi anlatıyor. Bir çok halimi gözlemlemesinin üstüne şiir okurken an be an değişen yüz ifadelerimi görünce
-Delisin sen. Yaşama delisi
diye yazmış bana. Derin bir nefes aldıııım ve verdim okuduğum anda mesajı; şu anda bu bölümü yazarken istemsiz yaptığım gibi aynen.
Çok teşekkür ederim canım kadın. Böyle güzel ve derinden anlaşılmak beni çok ama çok mutlu etti. Kendimi kendimle yeniden tanıştıran bir ifade bu. Bunu yakalamak her babayiğidin harcı değil. Sadece görmek de yetmez, çok derin bir hissediş bile yetmez hatta. Çoook derin bir kavrayış gerekir.
Böyle bir arkadaşım ve dostum olduğu için ben ne ballıyım.
Aynur Uluç