yara kıpırtısı
yaraları geçmeyecek diyerek sabit olarak nitelendirerek orada kilitlememek lazım. yüzleşildiğinde içinden çıkılmıycak fırtına, sevgiyle aşkla öpüldüğünde şifa bulmayacak yara yoktur. sanırım işin püf noktası o görüşmeyi ( yarayı fark ediş ) ve öpücüğü ( şifa) başkasından beklememek.
insan kendini sevince sevilir birisi de oluyor; biri gelip öpüyor zaten. ama bazen geçmişteki fotoğraflarımıza baktığımızda o yaralar açıldığı zaman itibari ile olan süreçleri anımsatır bize yeniden ki bu da doğaldır. bilinçaltı kodları anı olarak anımsar ama o anda yaşadığı ana gider bedenin kimyası da ve aynı noktalarda aynı kimyasallar oluşur o anda. ve kaçınılmaz olarak o yaraların izi şöyle bi kıpırdanır içimizde. işte öyle olunca hemen öpüvermek lazım orayı.
insanın kendini öpmesi çok ışıklı bi şey...
resim ve metin: aynur uluç