uzun ince bir yol
sevgili canan sormuş.."Bir recalim var Aynur, bir soru..Sen nasıl bu kadar her yerde olabiliyorsun şifacı cadı"
ona yazdığım yanıtı paylaşayım önce.
"canım benim aslında her yerde değilim birbirini takip eden aynı yol üstündeyim. seramik de çalışsam, şarkı da söylesem, ilaç da yapsam, hastalarla konuşsam eczanede, tv'ye de çıkıp anlatsam sahneye de fark etmez. hep aynı ipin üstünde yürüyorum ben. şifa yolunun.. :) bir de çalışkanım serilip yatmak yerine erken kalkıp yazı yazıyorum. resim çiziyorum. arşivimi kaydediyorum günlük.. çünkü niyetliyim ben buna. niyet ilk adım..:)"
*
şimdi ise yoldayım; vapurda yani. hatice'ye gidiyorum sanatsal ürünlerinde kullanabilir diye bi çok malzeme biriktirdim eczanede onları götürüyorum ve aklıma annem geldi birden. eli ayağı birden tutmamıştı bi gün oysa gezmeyi ne çok severdi. kendini bi kaç gün içinde ağır bi beyin ameliyatının içinde bulmuştu. ve ameliyat sonrası hastanede mr çekimi için diğer binaya geçerken yarı kendindeydi. sedyede biz onu götürürken perişandık. ve mırıldandı ne diyorsun annecim, dedim eğilip kulak kabarttım. sesi zor çıkıyordu.
gökyüzü, dedi. ne kadar güzel. bulutlar ve bahçedeki çiçekler. ortam karmaşaydı, durum berbattı ve o gökyüzünü iki bina arası o dar zamanda görme fırsatının tadını çıkartıyordu o an. işte dedim annem bu. ben de onun kızıyım.
ve bugün...nasıl yoğun bir gün geçirdim hatta hafta. sabahtan akşama kadar arasız bi şeylerle uğraştım ve şimdi vapurdayım. dalgalara baktım; nasıl güzeller simsiyah. galata köprüsü'nün ışıklarına baktım. karanlıkta demlenen uzun bir kolye gibi. dışarda oturuyorum hava çok güzel oysa herkes aşağıda o kapalı alana tıkmış kendini.
ve ben haticeme kurumuş çiçekler götürüyorum ve bunun tadını çıkartıyorum için için. evet çok yoruldum ama kaç kişiye şifa oldum bugün. işte tılsım bu. annemden bana geçmesine izin verdiğm yürek bu, dedim kendi kendime. ve sorunun asıl yanıtı burada saklı. ah canan, canım arkadaşım gören gözlerinden öperim.
aynur uluç
20 12 2019