uyuz parazitinin de bir aile yaşamı var
uyuz parazitinin de bir aile yaşamı var; biz onları ne kadar mecburen öldürsek de.))))
evet bu hafta sonu öyle şeyler öğrendim ki resmen heyecan içinde bir şey daha kapayım diye okudukça okuyorum coştukça coşuyorum. uyuza merakım neden arttı. bütün gün uyuzlu hastalarla konuşmakla geçiyor günüm eczanede ve havaların soğuması ile vaka sayısında belirgin bir artış var..
cumartesi günü yaşadığım bir olaysa iyice dikkatimi iyice bu konuya çekti. doktor bizi bir hastayla ilgili telefonla aramış ve yaptırmak istediği ilaçları söylemişti. bu çok doğal çünkü düşündüğü şeyler yapma ilaç olduğu için hasta gelmeden önce hazırlamam gerekli.. ancak ilaçları almaya gelen hasta yakını ile konuşmaya başladığımızda anladık ki kimin hangi ilacı nasıl kullanacağı belli değil. doktorun telefonda dedikleri ile şimdi hastanın anlattığı birbirini tutmuyordu.. doktorun söylediğinden daha fazla sayıda kişide uyuz vardı. ve bizden istenmeyen başka ilaçlardan da söz ediyorlardı. böyle olunca almaya gelen kişinin de hayli kafası karıştı.
ve en önemlisi şimdi bizim de bakıp durumu anlayacağımız bir reçete yoktu ortada. telefonla söylediği için doktor reçete yazmamıştı. ve saat itibariyle vakit geç olduğu için kendisine ulaşamıyorduk. o diğer ilaçların ne olduğunu söylemlerden çözmemiz de hayli bir zaman aldı..
uyuzda kaşınan birden çok kişi olunca her birisine ayrı bir ilaç yapılıyor ve kulanım tarifleri de ayrı olabiliyor. aynı şeyi sürün gitsin bir dert değil bu çünkü.. emziriyor mu, çocuk mu, bebek mi kullanacak kişi. aynı dertten muzdarip de olsalar aynı ilacı kullanamazlar. doktor tarafından reçete yazılmış olması o sebeple önemlidir. yoruma yer bırakmayacak şekilde reçete eder doktor. eczacı reçeteye bakar ve ilacı ona göre verir. ve tarif eder.. hasta ismi, ilaç ismi, miktarı, dozu her şey açık olmalıdır reçetede.
yaşam içinde zorlandığınız anlar oluyor bu da onlardan birisiydi. hasta yalvarıyor nolur ver. bir de araya pazar girecek.. vereceğiniz ilaç belli; yapmışsınız zaten.. ama kime ne verdi doktor belli değil.. kullanımları anlamak ve yanlış bir şey yapmamak için tek tek hasta bilgilerini almaya çalıştık. hikayelerini bildiğinizde hastalarla başka türlü temaslanıyorsunuz. hastalıkla değil hasta ile temaslanıyorsunuz çünkü ve onlar birer insan... her birisinin sıkıntıları var. mesela bu hanımın 2 aylık bebeği var.. dördüncü gün tüm giysileri çarşafları atmaktan söz ediyor minik bebek ağlıyor bir yandan sürekli sesini duyuyorum telefonda ve görüntülü konuştuk elleri parazit içinde. annenin yüzünü görüyorsunuz; nasıl "bana ne benim mesaim bitti" diyebilirsiniz onlar uyuyamazken siz nasıl rahat uyursunuz yatağınızda. dertlerine derman olacak şeyi ve bilgiyi tam olarak sunduğunuzdan emin olmanız lazım.
sizlerle paylaşma sebebim de bu. kimseyi şikayet etmek değil. kendimi anlatmak da değil. başıma gelen bir durumu paylaşmak.. uyuz salgınının başlama tarihi olan iki yılda yaşadıklarımdan gördüm ki bu alan çok ama çok dertli... ve gittikçe de yayılıyor bu hastalık.. her gün en az uyuz olan 5- 6 kişi ile konuşuyorum. illa hikayesini de anlatıyor bana. derdinin büyüklüğünü anlatmadan ilacı konuşmaya geçemiyorlar öyle dolular.. iyice bir anlatmak istiyorlar ki illa yardım edeyim ben biliyorum ama dinlemem de gerekiyor çünkü biliyorum ki dinlenmezse içi rahat etmez insanın .. psikolojik olarak da rahatlaması, gerçekten ilgilenildiğini, dinlendiğini hissetmesi lazım hastanın.. tedaviye bence dahildir bu kısmı da işin.. kaşındıran bir parazit bile olsa nedeni..
işte tüm bunlar bende yeterince birikince sanki bir eşik oldu bu hafta sonu. dün tüm günümü konuya dair şeyleri okumakla geçirdim resmen.. birden pik yaptı dikkatim bu konuya..
neler neler öğrendim.. uyuza sebep olan parazitler 4 günde çıkıyorlarmış yumurtadan ve 10 gün gibi de olgunlaşma süreleri varmış. o yüzden 3 gün sürüp dördüncü gün yıkanılıyor demek wilkinson ya da benzeri pomadlar.. ..kapsülde ise ilk dozu şimdi ikinci dozu 8 gün sonra içiliyor; içmeden önceki son 4 güne denk geleni yumurtlayanlar da o süre içinde olgunlaştığı için onlara etkili.. e ilk kullanımdan sonra hemen yumurtalayanı da olgunlaşma süreci içinde yakalamak için 8. gün ilacın tekrar içilmesi için mükemmel bir zamanlama bence.
mantalitesini tam olarak anladım şimdi bu parazitlerin. meğer erkeklermiş ya dışarda olan.. yani deride yaşayan. dişilerse dipte içerde duruyorlarmış. deri kenarına gelmeleri bir zaman alıyor ve gelip erkeklerle çiftleşiyorlarmış.
oyy ne garip mekanizma dedim anladıkça. biz dışardan pomad sürdüğümüzde erkekleri öldürüyoruz demek.. o esnada henüz deri kenarına gelemeyen dişiler de sonrasında gelince erkek bulamayıp çiftleşemiyorlar. ve vadeleri yetince ölüyorlar.
ilacı sürdüğümüz halde bir süre daha kaşındırmaları demek bu yüzden. sadece deride kalmış cesetler değil, eş bulamayan dişiler de kaşındırıyor demek. onlar hala canlı.. düşünsenize bir geliyorlar ki bütün erkekcikler ölmüş. cenaze töreni mi yapıyorlar; yoksa bize ne öldüyse öldü ölenle ölünmez ohh iki günlük ömrümüz var zaten, eş bulamadık ama ne edek deyip dans mı ediyorlar acaba kendi kendilerine.. dişi bu ne tepki vereceği belli olmaz)))
vay canına sanki mahrem bir film izlermişim gibi oldum ayrıntısını düşündükçe.
ecz. aynur uluç
bulvar eczanesi
aksaray istanbul