facebook twitter instagram youtube html5 sitemap Bizi Takip Edin

uyku kapısı

uyku kapısı


uyku kapısı

yıllar yıllar yıllar önceymiş. ölüdeniz henüz sağmış ölmemiş dirilmemişmiş. önce uykuya gitmiş sonra uykudan gelmiş. görmüş ki uykusunun içinde bir kapı varmış. gıcır gıcır gıcırdarmış dişleri... kiliti ışık yutar dili eşik saklarmış. ancak gel zaman git zaman menteşesi paslanmış. ayakları uzunmuş kapının eli pofuduk. ağzı sıfırdanmış kocaman gözleri uykusuzluktan şeşbeş... öyle iri öyle iri kulakları varmış ki toprağın dibini duyabilirmiş. belki iyi gelirim demiş bir solucan yerin altından belki iyi gelirim sırtına ağrılarının. hayııır diye inlemiş kapı. çok yorgunum... bin yıllardır açılıp kapanmaktan dinlemekten havayı belim büküldü. uyumaya bile mecalim yok demiş. uyursam korkuyorum demiş hem daha çok hissetmekten... sen nasıl uyuyabilirsin ki demiş solucan zaten uykunun içindesin. açılırsan rüyan açılır diye mi korkuyorsun sıkı sıkı kapamışsın kendini... uykulara kaçarken yolunu mu kaybettin yoksa. nedir bu korkun... uyanırsam uykumu uyutamam demiş kapı rüyamı avutamam uyanırsam uykuların içinde birden... birdenbire sallanmaya başlamış yer, denizler höpür höpür köpürmeye. hiç almayacaksan içine neden dinledin beni demiş yer... söyle neden dinledin demiş hava bunca yıl. ama yerler gökler yerde solucan gökte bulutlar boşa beklemiş.


kapanınca uyuyan açılınca uyanan kapı, dişlerini bastıra bastıra demiş ki: -ben uykunun dibindeki uykuya gidiyorum, kapadım kendimi...


masal ve çiziktirik:aynur uluç