Sivilce ve eczacılık etiği
Sivilceden devam ediyorum. Konuyu anlatırken eczacılık bilgileri ile de sunmak durumunda hissediyorum kendimi ki, muhtemelen bu bilgileri sık sık başka temalarda da tekrar etmek de gerekebilir. Çünkü konu içinde anlattığım doktor eczacı ilişkilenmesi vb alanlar aslında ekzama da olsanız, sedef de olsanız kapsayan şeyler.
Sivilcenin tedavisi de her rahatsızlıkta olduğu gibi kişiye özel olmalıdır. Ben hiç bir durumda ezber formüllerden yana olmadım. Bu formül iyidir; kime verseniz iyi gelir mantığı tıpta geçerli değildir. Rahatsızlığı olan kişiyi doktor muayene eder, cildinin durumuna, yapısına bakar. Hastanın yaşına bakar. Akne yoğunluğuna ve tipine bakar. Ve o kişi için öngördüğü bir formül yazar reçeteye. Oranları ile oynayabilir. Bir maddeyi ekstra katıp çıkartabilir içinden. Yapma ilacın raflardaki ilaçlardan daha iyi gelme sebebi budur. Çünkü en basit yanıyla söylersem bir maddenin formülün içinde olup olmaması, olacaksa ne kadar olacağı tamamen o kişiye özeldir. Bedene göre dikilmiş elbise gibi. Öyle olunca tedavi cuk oturur. Ne şekilde uygulayacağı ne sıklıkta kullanacağı, ilacı yüzde ne kadar tutacağı tamamen o kişiye özel olarak her defasında yeniden belirlenir.
O kişi incelenmiştir, o vaka için bir gidişat hedeflenmiştir ve formülü ona göre oluşturulmuştur.. Kişinin o anki cilt yapısına göre. Aynı kişi bile ilerde bana iyi gelmişti diye aynı ilacı kullanırsa yeniden riskli bir alan oluşabilir. Çünkü cildinin durumu bire bir aynı değildir artık.
Benim bu noktada devreye giren yanım hastaya gerçekten iyi gelecek çok özel hammaddelere ve onu layıkıyla işleyecek bilgiye ve tecrübeye sahip oluşum. Bu çeşitlilik ve tecrübe doktora rahatça majistral yani yapma ilaç yazabilme olanağı sağlıyor. Sadece raflardaki hazır ilaçlarla kendisini kısıtlamadığı bir tedavi plânlama ve plânını uygulayabilme imkânı veriyor doktora. Ve içi rahat oluyor; yazdığı formülün özenle hazırlanacağını biliyor. Gerekirse üstünde konsültasyon yapabileceği bir alana sahip oluyor. Fikir alışverişleri ile formülerini biçimlendirme ve geliştirme imkânı doğuyor. Düşündüğü bir hammaddenin eczanenin elinde mevcut olup olmadığını ya da istediği bir formu yapıp yapamayacağını açıp sorabiliyor eczacıya.
Örneğin geçen hafta akne sorununda ya da rosa yani gül hastalığının yoğun aknelerle seyreden safhasında güzel çalışan ama uygun hammaddelerle çalışıldığı halde hastaya yüzde tutunma sorunu yaşatan bir formül vardı.. Doktorun formülüne karışamam, oranları ile oynayamam yani yaparken. Ama ona teknik anlamda önerilerim olabilir.
Bilgisini ve hastaya ilgisini çok takdir ettiğim bir doktor benden bunu istedi. Ben de formülün yüze sürülebilir ve yüzde tutunabilir olarak nasıl stabil halde kalacağına ilişkin bir çalışma yaptım. Ve etki edecek maddeleri gereken yüzdede koymam şeklinde nasıl olacağına baktım.. Formülün sorunu, tedavi için gerekli hammaddelerden birisini kattığım anda çimento gibi katılaşması idi. Hele bu sertlik ertesi gün daha da belirgin şekilde artıyordu. Doktor su bazı içinde yazarsa da katı maddeler dibe çöküyor, üstte kalan sıvı bölüm yüzde tutunmuyordu.. Farklı şekillerde birkaç örnek hazırladım. Ve her birisini birkaç gün bekleterek gözlemledim. Ve buldum. Arşimed gibi çıplak bir şekilde eczaneden fırlayıp sokaklarda “buldum buldummmm “ diye koşmadım ama artık biliyorum ki o formül hangi maddeleri hangi oranda içerirse stabil yani dayanıklı halde kalacak. Ve içerikteki maddeler etki etme oranlarına ermiş olacak.
Doktorlar majistral formların nasıl olursa dayanıklı ve güzel şekilde olacağını ve o şekilde kalacağını bilemeyebilir. Çünkü en temelde eczacılık alanında bir bilgidir bu. Doktor vakaya bakar ve o hastalığa yarayacağını bildiği hammaddeleri dizayn etmeye çalışır kafasında. Bir kullanım kurgular ve reçetesine yazar. Bu noktada doktorların bu tür çalışmalar yapmaya gönüllü olan eczacılara ihtiyacı var.
Ve işin tarif bölümü de aynı şekilde önemlidir… Dikkatli bile dinlese hastalar doktorun yanında bir türlü tam anlayamaz o kullanımı. teorik bir şekilde zihninde canlandırması zordur çünkü henüz ortada ilaçlar yok.. Hastanın teslim alırken ilaçlarını nasıl kullanacağını çok doğru olarak anlaması gerekir. Üstünde açık bir şekilde yazıyor olması gerekir. Eczacının kullanım tarifleri ve hastanın soruları konusunda hastaya içtenlikle yardımcı olma niyeti, hem doktor hem hasta için çok önemlidir. Hepsi tedavide birbirini bütünleyen ögelerdir.
Ve o kişilerin arşivini tutmak yine çok çok önemli bir başka avantaj. Doktor kendisi kayıt tutmasa bile önemli değil bizim için. Her hazırladığım ilacın bizde kaydı tutulur. Günlük olarak yetiştiremesek bile haftalık olarak hepsi isim isim bilgisayara geçirilir, yedekleri alınır. Doktoru kimdir, tarih nedir. Onun için ne hazırlanmıştır hepsi yazılır. Hastanın özel bir alerji gibi durumu varsa not edilir. Hastaya son geldiğinde ne vermiştim dese doktor ad soyadından bulmak teknik olarak bir dakika almaz. Ya da hasta son ilacım neydi. Ya da son ilacımdan bir önceki neydi dese en kısa sürede bulur söyleriz. Kendi adını unutsa telefonundan buluruz bilgilerini.)))
Hastalık seyrini izlemek her rahatsızlıkta çok önemlidir. Hele ki gençlerin yüzlerinde oluşan akneler tam da hayatta başka bir döneme adım attıkları ergenlik döneminde pek çok sıkıntıyı ruhsal duyguyu beraberinde getirir. Bu anlamda ona yüzünün iyi olacağını ve kendisinin o sivilcelerle de kıymetli olduğunu hissettirmek de sürece dâhildir. Kızarıklıkların, eritem izlerinin, oluşabilecek çukurların ilerde çaresi olduğunu duymak önemli bir rahatlatma sağlar.
Eczacı Aynur Uluç
Bulvar Eczanesi yazışma hattı: 05072525605