sevilme kıskacı
yaptığı farklı işlerle dikkat çeken renkli sanatçımız zeliha demirel sayfasında güzel bir noktaya temas etmiş.
"Bana iyi geliyorsun" gelmiş geçmiş en bencil, en kandırıkçı, en tüketici, en sömürücü cümle... Biri bu cümleyi kuruyorsa hemen gitmenin zamanı gelmiştir."
demiş. ona yazdığım yorumu buraya da almak istiyorum:
ben de bunun bir manipülasyon cümlesi olduğunu düşünüyorum genellikle; özellikle tek taraflı olarak sıklıkla tekrarlanıyorsa. bir ipsiz bağlama şekli. hem de çapraz bağlama.. iyiliğin kıskacında sıkıştırmak insanı.. sevme ya da sevmeye devam özgürlüğünü çaktırmadan elinden alma teşebbüsü. ayrılsan vicdan yapacaksın.. neymiş; ona ne kadar iyi geliyormuşum. iyi hoş da sen de bana iyi gel. ona da biraz yönelse dikkatin, de beraber keyiflensek... sevmeleri özgür bıraksan da sevmenin tadına varsak ya da birlikte. gidebilecekken gitmesem yanından. sen de iyi olma sorumluluğunu bi zahmet üstüne alsan da; sana iyi geldiğim için değil, kendinle barışık halde yanımda durmayı isteyerek seçmiş olsan.
aa bir de şöyle durumlar vardır ki demesem olmaz.. söylemez bile iyi gelinen kişi, öldür allah bana iyi geliyorsun demez.. ama bal gibi öyledir. neden demez de kasar kendini peki.. o koşturan varlık işine gelir.. sevgisini öyle gıdım gıdım verir ki o minnak ilgiyi elinden, dilinden alabilmek için yani ona iyi gelebilmek için çırpınır durursun.. dipte bir codependcy durumu varsa hele, yani çocukluktan gelen bir zeminin de varsa, bir sevgi açlığı ile yoğrulduysa mayan, zemininde yoksunluk psikolojisi var demektir.. öyleyse of ki of. eyvah ki eyvah. ilişki yeter ki sürsün diye, bak söylemiyor ama ben biliyorum ona iyi geliyorum diye diye devam bile edebilirsin kendini ve imkanlarını elcağızınla ona sunmaya.
yani işlerin böyle terse dönermiş gibi görünen örnekleri de vardır hayatta. ben çok gördüm. bu tür durumlarda her halukârda bir eşitsizlik vardır. iyi gelinenin diğerini kullanma örnekleri diyebiliriz bir bakıma da. garip bir alışveriş. nerden baksan her haliyle sağlıksız. bu hep böyledir demiyorum. bu tür örnekler de insana dairdir, demeye getiriyorum.
"seni seviyorum" cümlesine de bakalım yeri gelmişken… bu cümle de bir anlamda sıklıkla söyleniyorsa beni sev demek olabilir dipten bir yerden... müthiş bir ihtiyaçlılığa işaret ediyor olabilir bu cümle. o sebeple cümleleri incelerken aslen onun hangi frekans ve biçimde söylendiğine bakmak gerekir.
iki karşı cins arasında geçiyorsa bir de aşkla karıştırılma ihtimali var.. oysa romantizmin cinselliği törpülediği de bir başka gerçek.. birbirimize direk geçen şey enerjimizdir çünkü.. cinsellik gerilimden beslenir. fazla sevgi ahengi bozar. kankiliğe yol açar. psikolog şule öncü'nün bir cümlesi vardı. doğru anımsayabilirsem şöyleydi: "olmak istediğimiz kişiye ne kadar uzaksak aşka o kadar aç ve yatkınız."
benim de bu cümleyle akraba şöyle bir cümlem vardı: "aşkı bağımlılığın, cinselliği aşkın elinden kurtarmak gerek." bir zamanlar ben de çok kafa yormuştum bu ayrımlara. ve gördüğünüz gibi yormaya devam ediyorum halâ.
aynur uluç