facebook twitter instagram youtube html5 sitemap Bizi Takip Edin

sanatçının kazısı

sanatçının kazısı

sanatçının kazısıevet sanatçı özgür olmalı, üzerinde toplum baskısı olmamalı ki içinden geleni gönlünce taşırsın. o yüzden sanatçıları çok da sıkmayın, sık boğaz edip özeline müdahale etmeyin. her ürettiğini de özeli sanmayın çağrısı yapmıştım geçenlerde. çok da ilgi topladı.. destek aldı.

öte yandan baskıyı üretimin şartı sayan yaklaşımlar da oldu.. baskı olmazsa ne üretsin, diyenler... sanatçı zaten toplumdaki baskıları açmaya çalışandır içsel olarak. gerek kendi yaşadıkları, gerek gördükleri üzerinden. her yaptığı şey bir şeyleri yerinden oynatır. yoksa devletin ve geleneğin devamını süsleyen şeylerin sanatla ilgili olduğunu düşünmüyorum. var olana güzelleme yapıcam derken onaylamaya kaçılması pek bana göre değil. sanatçı koca bir duvarda o minik deliği arayandır, çıkışa gidecek yolu arayandır hep bana göre..

benim de kendimi baskı altında hissettiğim için ortaya çıkmış tonlarca yazım, çizim, şiirim var. ancak öyle sızdırabildğim kendimi.. ancak üreterek açığa çıkarabildiğim düğümler. yazdıkça kendime ayna olan. bir yere daha çentik atan. bir taşı daha dökme cesareti gösteren eteğindeki.. dokucuncu değil tüm köylerden kovulmayı göze alıp kendisi olmaya çalışan yazılarım var ..

o yüzden korkusuzca kendimde kazı yapmam. ve bu kadar şeffaf olabilmem bundan. ben kendime ihanet etmek istemiyorum. en çok ama en çok kendime sadık olmak istiyorum açıkça. insanın özüne yani. en derin mayasına. o mayada ne varsa ortaya döküvermem hep bundan. terapimdir benim yazmak.. çizmek ne kadar serbestse yazılarım hep arınmadır... çizmek beni ne kadar rahatlatıyorsa yazmak da o kadar uçuruyor. artık şiir yazmıyorum mesela epeydir. şiirlere yedirip dolambaçlı anlatmak sanki pek bana göre değil artık..

dimdirek anlatıyorum diyeceğimi. dibine kadar inmek istiyor içim. yazı uzuyorsa uzasın anlamak o kadar kolay mı ki kısa olsun anlatmak.. ben diyorum yazılarımda göğsümü gere gere. sanata dair mi yazıyorum ben diyorum işte. kendimim en büyük malzemem çünkü.. en yakın tanıklığı kendime yaptım ve en çok onunla yaşadım düşünsenize gündüz ve gece.. ve her ne yaşadıysa bu kadın; ben hep yanındaydım..

ama anlatılan hep birilerinin de hikayesi çıkıyor bunun da farkındayım.. ben kendimi anlattıkça insanların da anlatılanda kendilerini bulmaları ve kendi benzer hikayelerini anlatmaya başlamaları tesadüf değil.. sonra bir bakıyoruz ki hikayelerimiz sarmaş dolaş olmuş kenarda oynaşıyor..

model ve yazı: aynur uluç

boyama: Hatice Yanık

fotoğraf: Mehtap Çetin