sanat manifestom gibi görünüyor ama aslında hayat manifestomdur; takdimimdir efendim
bir arkadaşım benim çizimlere "metamorfozik çizikler " ismini vermişti. kendi bilinçaltında olanı çıkartıyorsun ama resimlere bakan da senin ne anlatmak istediğini bulmaya çalışırken kendi bilinçaltına kazı yapıyor, diye de eklemişti.
kesinlikle ben de bunu istiyor ve hissediyorum. benim ne yaptığım tam da bunun için merak edilsin istiyorum.
bu, içimizde örttüğümüz o yüzden de bizi için için kemiren yanlarımızın görünür olma isteği ile ilgili. eksik kalan durumlarımızı tamamlama isteğimizle ilgili yani... o sayede kendi boşluklarımıza seyahat edebiliyor oluyoruz. ancak seyahat edebildikçe en derin katmana ulaşma şansımızın olduğunu biz bilemesek bile içimiz biliyor. tamamlanmamış resimlere ve şiirlere ihtiyacımız var hepimizin. kendimizi içine yerleştirme nefesi verebilecek boşluklu resimlere, şiirlere...
tam da bu yüzden işte, okur ve izler yanımla baktığımda şundan eminim artık iyice... öğretme dilli ve netliği olan şeyleri sevmiyorum... içine girebileceğim bir boşluk noktası bırakmadan algımı sadece kendi istediği ya da doğru bulduğu yönde sabitlemeye çalışan insanları, yaşamıma direk müdahale ediyor gibi hissediyorum içselimde. yaşamıma dayatma şeklinde müdahaleyi eskiden de sevmezdim şimdi katlanamıyorum bile... bana su gibi usulcacık karışıp, su gibi ayrışacak dostlar lâzım ömrümün kalanında. ve anlamına su gibi karışıp su gibi ayrışacağım şiirler.. resimler... filmler lâzım...
müdahale etmeden gelip geçenleri.... durup bakanları.... bi merhaba diyenleri... eğlenenleri... dokunup yapışmayanları... kendine ve ötesine nefes alanı bırakanları... hem net hem kıvrak olabilenleri... hem birlikte hem ayrı olabilenleri... dahası gelişme değişme sevdalısı olanları seviyorum ben artık.
aynur uluç
10 şubat 2018