Sadece hayal ederek
Bana "güllerin kraliçesi" diyorlar en çok rozase hastalığı konusundaki formüllerim yüzünden.. Gül hastalığı olarak da bilinen rozase hastalarıyla sanırım onbinlerce kez konuşmuşumdur, nerdeyse 20 yıldır onlarla hasbıhal ediyorum. İlk roza formülümüz o kadar yıl oldu çünkü.
Güllerin kraliçesi tanımı her ne kadar şiirsel bir tanımsa da, şiir sadece gülde değil, ilaç da sadece roza. Bugüne değin binlerce leke serumu ve kremi ürettik, binlerce sedef hastasına, ekzama hastasına, yatak yarasına, vitiligoya şifa olduk. Ne çok kadının yüzündeki kırışıklıklar için kremler, serumlar yaptık, gözeneklerini sıkıştırdık ölü derilerini attık, cildini katman katman parlattık,
Parazitlerini anlattık onlara sakin sakin yazdık, parazitin yaşam döngüsünüi başa döndük döndük anlattık, yaptığımız ilaçları ayrı, yanındaki destek ürünlerin mekanizmalarını ayrı anlattık. Bugüne değin yanıtladığım soruları bir göle bıraksaydım sanırım göl kururdu. İnsanın kendini yenilemesi, hevesini diri tutması sanırım onu canlı kılıyor ki halâ kurumadım.)))
Güllere dönersek; güller bana annemden hatıradır. O nedenle kolumda gül dövmesi var. Annemin kırmızı güllerini kolumda, onun kokusunu kalbimde taşıyorum.
Demem o ki onbinlerce roza hastasına ilaç yapsam da bugüne değin, yine de "güllerin kraliçesi" dersek sadece, diğer çiçeklerin kalbi kırılır. Adım sadece rozase hastalığı ile birlikte anılırsa diğer hastalıklara verdiğim emeklerin ruhu incinir. Genelde bizim ülkemizde insanlar öldükten sonra arkasından konuşulcak konular bunlar, biliyorum. Ama ben isterim ki ölmeden önce de konuşalım ki ben de duyayım.
Bu konuda en hoşuma giden tanımı Dr. Cansu Şahin yapmıştı. "Majistrallerin kraliçesi" demişti bana. Müthiş onore olmuştum. Ve sevgili Tuğba Kevser Üstünbaş. "Only imagine" olarak tanımlamıştı yaptığım işi. "Sadece hayal et" Sadece hayal et, derken medikal tedavide raflardaki ilaçlarla çözüm bulmada zorlandığında çare bulma olasılığını kastediyordu. Beni o kadar iyi anlayan ve anlatan bir tanım ki bu. Hayallerimin sınırı olmayınca yapacaklarımın da sınırı kalmıyor çünkü. Yapamayacak bile olsam aklımı korkak alıştırmıyorum. Ya çaresi varsa fikri birinci itici gücüm oluyor hep. Ve hayal ediyorum ki o çare var.
Ecz. Aynur Uluç