facebook twitter instagram youtube html5 sitemap Bizi Takip Edin

ölürsem beni maskemle gömün

ölürsem beni maskemle gömün

ölürsem beni maskemle gömün eczanemdeki maskelerin hepsini 1 tl den sattık elimizde ne varsa bitti bu işin taa en başında. sonra kendimize bile maske bulamadık gelene de uzun süre yok dedik, internetten siparişle kendimize aldık daha sonra. şimdi kutusu ile olan model yani tekli değil açık, tanesi 3.5 liraya geldi eczaneye girişi.

ama şimdi eczacılar üçkağıtçı gibi fırsatçı gibi lanse edildi. parasal cezalar kesildi ve deşifre edildiler. bu kişiler mahkemeye verseler kazanırlar ama toplumdaki eczacı algısı müthiş darbe yedi. oysa bu süre boyunca corona yakınları ellerinde reçetelerle eczane eczane gezdi bulaştı bulaştırdı, nöbetteki gibi kepenk arkası satış yapmamıza dahi izin verilmedi, nöbetleşe açalım dedik izin verilmedi. bari saatlerimizi kısaltın dedik. bir saat erken kapatın bari dendi o da yeni bir kaç önce. atmış beş yaş üstü eczacılara bir tolerans gösterilsin dedik. yok hele bir kapatsın alırız ruhsatı dendi.

yani ben şimdi corana pozitif olsam şöyle bir ağız tadıyla coranamı bile yaşayamadan göğsümü tuta tuta yerime resmi eczacı bulmak zorundayım; kapatırsam da suç. valla hasta olmaktan sırf bu bürokrasi yüzünden daha çok korkuyorum desem yeri. sağlık çalışanlarına ulaşım bedava dendi, dolaşım kartımı bugün gidebildim almaya, hem vaktim olmadı, hem biraz da korktum işin gerçeği; herkesi topladılar koca istanbul'da sadece beş noktaya. sonra baktılar noktalar çok geldi üçe indirdiler. gitsem dedim kesin orda kapıcam ne kadar riskli insan varsa sırada.. düşünsenize topu bir yerde..

dün akşam akbile üstümdeki son elli lirayı verince dedim gidip alayım şu dolaşım kartını. kapı gibi dosya dolusu evrakı hazırlamıştım zaten, taa on beş gün önceden hem de. azmedip bitirmiştim hepsini, azimliyimdir.

düşünün tam on dört sayfa sözleşme print etmiştim bu iş için. ki bugün her sayfasını ayrı imzalattılar. yetmedi yedi sayfa bir metin daha, yine imzala babam imzala, e bir de başvuru formu var, fotoğraf o tamam, makul, ikametgah önemli ya başka eve gidersem o kartla maazallah, ve tabii ti kartın kendisi beleş değil 10 tl para ile başvurdum kart almaya. vere vere mavi kart vermesinler mi.. dibinde bir yerde sağlık çalışanı yazıyormuş meslek hanesinde.. tek fark orada onun yazılmış olması ve bunun kapı açacak anahtar olduğu beyanı toplu ulaşım araçlarında. e corona var ya, işe gitmeye mecburuz ya biz, devlet para almıyor çok ince düşünce...

polis çevirince devlet ceddime kadar görüyor ama gel burada anlat ki bu mavi kart kardeşim aslında evet de, bedava geçiş kartı aynı zamanda. bak rengi mavi tamam, evet görüntüleri aynı sen de haklısın ama ben okutmuycakmışım gösterip geçecekmişim bana öyle dediler..

evet bize öyle demişler ama gel gör ki şoförlere demeyi unutmuş olmalılar ki hiç birisi bilmiyor bu uygulamayı. oysa tek tek tc lerimizi girmemizi istemişlerdi bir de on beş gün önce. hem de hemen o cumartesi akşam 18 dedin mi bilgi sistemine girmeliydin kendini ve personelini. yani sağlık çalışanlarının listesi ellerinde aslında hemi de tek tek.

pekii aldık en derin maviş kartımızı, şimdi ne olcak.. iş kullanmaya gelince ne oldu dersiniz. her bindiğim otobüste boş mavi kartla geçmeye çalışan kişi muamelesi gördüm. gösterip geçecektim sözde, on beş gündür var bu uygulama ama, bir de onlarla cebelleş anlat, izah et. artık nasıl edersen. elinden alıp bipletsinler. ama bu kart boş desinler... tabii ki de boş..

anladıklarında ise işin saçmalığını konuşmak zorunda kal, zaten canın çıkmış eczanede, mantarı olana ovül, uyuzu olana pomat yapmışsın ki gece kaşıntıdan ölmesin yandım anam oğlum yoğun bakımda diyene ilaç yapmışsın.. potasyumu düşene kaşe, kırışığım geri çeksin diyene antiaging. aman eczacı hanım benim reçetemi yarına bırakma diyen herkese tek tek yetmeye çalışmışsın gün boyunca, ama şimdi belediye otobüsünün şoförüne sağlık personeli olduğunu ispatlamak zorundasın. ve buna dayanarak neden bedava geçme hakkın oluştuğunu. yanımda resmi gazete ile mi gezsem bilemedim ki..

zaten olmuş saat kaç. bütün gün risk altında calışmışım ve şimdi sadece evine dönmeye çalışıyorum, elinde kağıt peçete ile tutunup bir yerlere değmeden. ah kızım diyorum, milletin evde durmaktan canı patlamış, sen daha eve gidip yemek yapacaksın, ve bekle ki otobüs kalksın. ne deyim ki ben daha, bir de üstüne suçlan. bir de üstüne otur bunları anlat ki millet anlasın eczacı ne çekiyor.

aynur uluç

7 4 2020