okunaklı reçeteler
"reçete, bir mübareğin diğerine yazdığı muskadır ve ikisinden başkası okuyamaz" diye bir deyiş vardır. doktor ve eczacı arasındaki şifreleşme gibidir reçeteler.
neden insanlar okumasın ki diye düşünürdüm hep eskiden.. insanın kendisine uygulanacak şeyleri bilmeye hakkı vardır.. hala da öyle düşünüyorum işin bir yanıyla; o yüzden yazısı okunaklı doktorların reçetesi hoşuma gidiyor.. hatta o yüzden elimdeki özel destek hammaddelerin faydalarına ilişkin bir kitapçık hazırladım ve hastaya onu da bilgilendirme notu olarak ilacının yanında veriyorum.
dediğim gibi bu, işin bir yönü. diğerinde ise şu var: artık internet sayesinde çok daha fazla bilgiye kolayca erişebilir olduk. bu hem iyi hem de böyle demeye dilim varmıyor ama bir anlamda sıkıntılı oldu sanki. iyi oldu çünkü bilgi her zaman yayıldıkça güzelleşir. şu anlamda da sıkıntı oldu. hem kaliteli bilgi yanında "bilgi kirliliği" denilen koca bir alan oluştu; orada hasbelkader birkaç bilgi okuyan ancak işin tamamını bilmeden bir parçacığını bilen kişiler her şeyi biliyorlarmış gibi konuşmaya başlayınca onlara bilginin aktarılması daha da zor bir hale geldi bizler açısından.
bilmek iyidir ama bilemediğini bilmek de ayrı bir erdemdir. ve bilgi ne kadar bilseniz sonu olmayan bir şeydir. yıllardır ilaç yapıyorum; yıllardır çok özel maddelerle çalışıyorum, buna rağmen her bulduğum fırsatta konusunda uzman bir dermatoloğun videosunu izliyorum instagramda.. dikkatle tek bir şey kaçırmamaya, her bir sözcüğün anlamına tek tek varmaya çalışarak dinliyorum. ve bunca yıla, tecrübeye rağmen her gün yeni bir şey daha öğreniyorum.
ve günlük iş rutinimizde hekimlerle sürekli temas halindeyiz. ben işin mesleki ecza kısmındaki notları onlarla paylaşıyorum, onlar etki kısmındaki bilgileri benimle. zorlanılan vakalarda birleşmiş bilgi ile mükemmel reçeteler ortaya çıkıyor. o kişiye göre düşünülmüş formülasyonlarla tedavide başarı şansı çok çok artıyor. hekimin eli rahatlıyor. mesleki hazzımız da o şekilde yükseliyor..
insan makine değildir.. neredeyse her iki gözün ayrı bir dal olup birbirinden koparıldığı, her bir bölgenin diğeri ile temasının göz ardı edildiği bu çağda bedeni bilmek, ruhu bilmek, insanı bilmek en çok kendini bilmekten başlıyor belki de. kendini bilmek doğayı bilmekle.. hepinize sevgiler..
ecz. aynur uluç
bulvar eczanesi / aksaray- istanbul