facebook twitter instagram youtube html5 sitemap Bizi Takip Edin

mektupların içinde

mektupların içinde

"kapağı açılmayan kitaplar
unutulmuş aşklar gibidir
kitaplardan söz edelim
ve onların gizli kalmış
sessiz tatlarından"
(ahmet telli)

mektupların içinde

şu ara mektuplara sardım yine. bir arkadaşım bir kitap önerdi desem değil. tanımadığım birisi bana tanıdık bir yerden bir kitap önerdi. eczacı olmamdan, edebiyatla ilgimden, mektuplarla ilgimden dolayı imiş. ne güzel…

cuk oturdu sanki "A'dan X e" kitabı…

kitapta geçen isimlerin baş harfleri ile oluşmuş bu başlık. bu harfler benim sana yazdığım mektuplarmış gibi bir çağrışım yaptı bende. “beni yangın dışında kaldırma” şiirinde kendini x olarak temsil etmiştin.

kitap çok güzel. gönderilmiş ve gönderilmemiş mektuplardan oluşuyor; john berger'in.

yıllar önce izlediğim “gönderilmeyen mektuplar” filminin kapısında bulmuş gibi hissettim kendimi kitabın kapısında beklerken. o filmi yıllar önce izlediğimde içimde oluşanları “işte kırıyorum şeytanın bacağında” isimli yazımda anlatmıştım. edebiyatla somut ilk ilişkimi kuruyordum, anımsarsın. mektuplar yazmaya kalkışacaktım daha sonra edebiyatla kurduğum tüm ilişkide: “kimsesiz mektuplar” diyecektim adına. bu kitap da öyle bir anlamda. bugünkü aklımla beni o günle buluşturdu sanki.

melih cevdet doğru söylüyor galiba; zaman öyle geçmişten ileri akan bir şey değil.

edalı kuş şiirimin finalinde hissetmiştim aslında bunu. kuş diliyle konuşmaya kalktığımda beceriksiz ve sarsak… sabahları yerinden oynatmak, kendinin aynasına bir de zamanın penceresinden bakmakla mümkün olabilir belki de.

kendimle mektuplaşır gibi yazdığım mektuplar sana.

gibi gibi...

aynur uluç

27 temmuz 2012