"imza"
kavramını tepetaklak yapmaklar geçiyor gönlümden,, dünyaya imza bırakmak değil,
istiyorum ki hediyem çilek olsun, nar olsun, bir dolu volkan olsun da bedenimi
boyasın elim.., elim, insana hiç de dair olması gerekmeyen kibirin üstünü,
altını çizsin boyasın. okurla biricik olan hâli biricik olan bir akış
boyasın...
yazarla okurun
birbiriyle kaynaşma yeri çünkü bu buluşmalar. yazarın tüm bu ilişkilerle
kendiyle yeniden buluşması, kendinin peşin peşin merakına kapılması bir bakıma.
en güzeli ise okurla yol alınacak olduğunu bilmenin kıymeti... boyadığım her
bir sayfa size olduğu kadar bana da hediye...
bazen de kimsesiz
mektuplar yazıyorum sayfalara... hem kimsesiz; hem kimseli mektuplar...
kendince akan bir yolculukta elimden akıyor, hem yazanı hem de izleyeni
oluyorum elim yazdıkça yeniden yeniden her seferinde...ve nehirmektupimzalar
birikiyor.
arşivci yanım, her birisini tek tek saklamayı söylüyor bana, çoğalmaya meraklı yanım paylaşmayı... şeffaf yanım ise "sizinkileri de bana yollar mısınız hep birlikte çoğalalım" diyerek gülümseyip kaçmayı...