insan sadece insana küsmüyormuş
İnsan sadece insana küsmüyormuş; bunu anladım bu hafta. 9 yıl en yakın dostumken bir gün hatırlamadığım bir sebepten küsüvermişim uduma. Küstüğüm sadece udum değil, içimden dışa çıkmak isteyen şarkılarmış da. Hani belki duyduğumuz şarkıların karışımı ya da hissettiğimiz duyguların sese dönüşmüş halleri; bilirsiniz işte sebepsiz yere mırıldandığınız ve anlamını sırf sizin bildiğiniz sesler . Çok mutluyum bu barışma için Mehmet Tekirdağ çok teşekkür ederim buna aracı olduğunuz için Kim bilir bendirininizle udumu tanıştırabiliriz bile ”
bu paylaşım benim şermin çetin’in sayfasından alarak aynı görselle buraya naklettiğim bir heyecan hali. bir ömür içinde önemli bir dilimin dile gelmiş cümleleriler çünkü... sevgili mehmet de pek güzel karşılamış bu heyecanı ve demiş ki;
“Merhaba Şermin bu barışmaya çok sevindim. Siz ne zaman isterseniz, sizin udunuzla bendirimi tanıştırabiliriz. Size sevgilerimi gönderiyorum.”
ve tüm bunlar benim karşıma çıktı bu sabah şimdi; coştum da coştum sanki… ve bir yorum yazdım sayfaya hemen; ki yazmalara doyamadım mı desem… sizlerle de aynen paylaşmak istiyorum şimdi o sayfada geçenleri… çünkü öylesine sözler değil bir bakış bir kıymet içeriyor yaşanılanlar. sevgili mehmet tekirdağ çok özel bir kıymettir yaptığı her şey ile. gittiği yere rengini katar.
şimdi benim bu paylaşıma coşa coşa yazdıklarımda sıra:
“sevgili Mehmet; ve henüz tanışmasak da sevgili şermin, merhaba.. bu paylaşım içimi kocaman etti. işte dedim insanın sanatçı olması böyle belli olur en çok. çevresinde fark yaratabiliyor mu yaptıkları ile, yaşamı ile. durduğu yer ile.. duran yerleri hareket ettirdiği yer ile.. sevgili mehmet ki 10 yıldır tanıyorum.. her zaman etrafındaki arkadaşlarını üretmeye, çoğalmaya çalışan birisi oldu.. her zaman şık bir şekilde ve ince ayarlar gözeterek yapmıştır bunu. güzel bir şey yaptığınızda onore eder hemen. heves ettirir insanın içinden gelen bir şey varsa onu harekete geçirir.. ve bunu bonkörce de yapmaz üstelik.. hakikaten bir karşılığı varsa sizde yapar..
ilk defa kitabıma resim çizmeye karar verdiğim o kritik anda ki resim yapmak benim neyime, renk katmaya karar vermiştim kitaplara. ilk imzamı korkudan renksiz hatta tükenmez kalemle attım.. özel bir kalem çıkarmaya bile korktum. velhasıl çıkartamadım renklerimi, cesaret edip söyleyemedim ki ben kitapları boyayacağım..bu da nerden çıktı denecekmiş gibi bir dip korku.. oysa o arkadaşım da ilk kitabımı bir an önce imzalayım diye bana destek olmak için yanımdaydı o an.. bu psikolojiler böyle bıçak sırtıdır bir yanıyla da..
devamında neler oldu nasıl imzaladım kitaplarımı sonra, ... öyle bir an geldi ki ya devam edeceksiniz ya da bırakacaksınız henüz çizeceğinizi pek kimsecikler bilmiyor nasıl olsa.. o korkuyu görünce içinizde ne yapacaksınız... işte o kritik anda mehmet yanımdaydı tam da tüyap'ta.. ve ressam kimliği olan birisi, düşünün mehmet... hepten çekinilebilir bir durum var yani ortada klasik algıyla baksak. ressamların yanında ellerinizi boyalara uzatamazsınız ya, bilirsiniz işte kibirlerini. hepsi değil elbette ama böyle de bir hâl vardır işte... mehmet işte tam da bu noktada farklıdır. tamamen farklı bir sanatçıdır.. insan bir sanatçıdır... ne resim alanında, ne müzik, ne de sinema... onu böbürlenirken göremezsiniz.. bildiklerini anlatırken üstenci bir ses tonu duyamazsınız ondan... sadece bilgiyi nakledendir etkisi üzerimizde.. o anlattığı için güven verendir üstelik bilginin bize akışında.. sıcacık gülümser..
işte o gün de o güven veren, teşvik eden, ne güzel düşünmüşsün diyen bakışı ile, onore eden bakışı ile baktı bana mehmet... imza yerine bir kitap boyuyordum yine çekimser.... o bakışı gördüm ya, büyük bir güvenle devam ettim çizdiğim resme.. resim çizmek değil heyecanımı onore etmişti; işte bu çok kıymetli bir şeydi o an.. güzel mi olacak olmayacak mı'dan daha öte bir kıymet çünkü. varlığınız görünür oluyor tam da olduğunuz gibi.. ne eksik ne fazla... ve bugün resim yapıyorum artık, ve ne güzel ki "resim oldum" ben artık.. renk oldum baştan başa. yaşadığım duygu bu.. kitapları aştı çizdiklerim. artık özellikle çiziyorum. çizmekten kendimi alamıyorum hatta şiirin yazının önüne geçti zamansal olarak..resim bende aşk oldu. bu ince ayrıntıyı gebze'de birlikte yaptığımız ilk etkinlikte sahnede anlatmıştım. tekrar anlatma imkanı gibi oldu şimdi burada.. bir tek kişinin kritik halidir buna sebep.. ya engel olursunuz birilerine bir haliniz ile... ama neleri engellediğinizi hiç bilemezsiniz, ya destek olursunuz birisine yine nelere yol açtığınızı hiç bilemezsiniz; hiç bilemezsiniz yaşamda ne kadar etkili oldunuz.. şimdi ince ince anlattım ki mehmet de bilsin, herkes de.. siz şimdiden bilmişsiniz zaten kıymeti ki bu paylaşım düşmüş sayfaya.... ne güzel.. ben de heyecanlandım şimdi; alın elinize udunuzu. bir selam edin kendiniz için... . deyin ki eski dostum ben hiç unutmadım seni. koklaya koklaya alın birikmiş tozlarını.. benim yerime de aksak bir notaya bir selam ediverin..
28 şubat 2018
aynur uluç
fotoğraf: erdoğan zamur