İdil Bilge ve Mehmet Bozkaya Hocama;
Öyle güzelsiniz ki. Dışınız içinizden, içiniz dışınızdan güzel. Öğretmenler günü değil sadece yaşamımıza değdiğiniz uzaktan yakından hem de gün gelip anımsayarak, gün gelip dediğiniz bir cümleyi dilimizde bulmuşken, gün gelip tebessüm eden bir insan yüzünde yüzünüzü, bir tatlı ses duyduğumuzda sesinizi duyar gibi olduğumuzda, gün gelip birlikte söylediğimiz ya da bize öğrettiğiniz bir şarkıyı duyunca belki bir sokak ortasında..
O kadar çok öğretmenler günü ki bizim için sizlerle yaşanan her gün. Ve hatta bilfiil yanımızda olmasanız da o an. Ama öğretmenlerimiz de sizler gibiyse tabii canım öğretmenlerim. Ben hiç bi şeyi adından, titrinden, etiketinden dolayı sevmem. Özüne, içine bakarım. Öğretmenliğin hakkını fazla fazla veren öğretmenler aradan yıllar yıllar, bir ömür geçse de unutulmuyor. Ve bizde yarattıkları yeni bizle kalbimizde taşıyoruz yaşadığımız her an. Bizde bıraktıkları izler mayamıza işleyen bizler oluyoruz zaman içinde. Onları sevdikçe kendimizi seviyoruz, kendimizi sevdikçe onları...
İyi ki yollarımız kesişmiş sizlerle güzel kalpli, içi canlı öğretmenlerim; İdil Hocam ve Mehmet Hocam... Güzellikleri görecek kadar, hissedecek kadar güçlü ve farkındalıklı kalplerimiz var iyi ki.
Sizleri de, sınıf arkadaşlarımı da çok seviyorum. 60 yaşındayım ve tekrar sınıfı olan, o sıralara tekrar oturan öğrenciler olma psikolojisini ama bundan bu denli de memnun oluş psikolojisini bize her gün yaşatıyorsunuz. Çocukluğumuzda not mu alcaz sınıfta mı kalcaz stresiyle oturduğumuz o sıralar şimdi gül bahçesi gibi geliyorsa bize; bu, sizden ötürü.
Çok teşekkür ederiz.
Aynur Uluç
24 Kasım 2024