Her resim bir imge aslında
Kitabımın imza sayfasına çizdiğim resimlerde o kişinin bende yarattığı duygu şekillenir hep. Dipten akan bi ırmağın sularını gören bi gözlük takmış gibi olur her seferinde ellerim. O yüzden kitap imzalarken o kişiyi içimin soluması gerekli. Adeta meditasyona girer gibi bi kapalı parantez bu süreç.
Tüyap'ta durmaksızın kitap boyadıgım günler eve geldiğimde pelte gibi oluyordum. Diyorlardı ki tabii olursun çok uzak. Çok uzak; doğru. O ışıklar, dipte süren sesler, kalabalık; hepsi korkunç yorucu . Ama o ortamda ben kendimle okur arasına açılan bir tünele girerdim. O kalabalığın içinde o koridorda karşılaşırdık onunla. O yüzden dünya bi yana o ve ben bi yana olabilirdik o süreç içindeyken.
Bazen de bekleyemezdi okur; çünkü uzun sürüyor her birisi. O bana açtığı koridorda benimle kalır bedeni fuarda gezmeye devam ederdi. Döndüğünde kitabını teslim ederdim.
O kaos ortamında bile ne çok koridora girdim bu şekilde. Ne çok ruhla neler söyleştik orda bilseniz. Ne konuştuysak ben duymadım ama ellerim duydu ve sayfalara geçirdi. Ben çok zenginim derken bunu kastediyorum. İnsanlar evler arabalar aldılar benimse bi çok koridorum oldu şu hayatta ve dünyanın her tarafına yayıldı koridorlarım. Kimisi beyinlerde, kalplerde çiçek açtı. Kimisi sahaflara kadar gitti. Sonra bi başka eve gectiği oldu ilk imzası içinde. Sonra bak ne buldum diyen dostlarımın evinden gözümle buluştuğu dahi oldu aynı sayfanın.
Bu seyahatler astral seyahat gibi. Kitap bir yolculuk kitabı zaten. Ama bu yolculuklar da yola dairdi; yola dahil. O yüzden bi şarkı seçtim. İsmi "yola devam." E madem dinleyelim öyleyse. Sesi açınız.
Aynur Uluç