"Her kalp atışının bir hikayesi vardır."
Her kalp duruşunun da öyle. "Sevgili kendim bazen olmuyor işte, boşver" demiş olabilirsin muhtemeldir ki o son anda. Seni çok özliycem, kendi olmayı başaran bir adam oldun hep, gidişin de o kadar net oldu. Adrenalinle filan dönmeyi tercih edecek bir kalp değildi seninki; gitmeyi bir kez tercih edince. Olmuyor işte dediğin o bazenlerden en kuvvetlisiydi sanırım ki, gittin.
Başkan derdin hep sevdiklerine. Gürdal Başkan güle güle git demek düşüyor artık bize. Seni saygıyla uğurlamak. Gittiğin yerde huzurla uyu.
Gülümsemek çok yakışırdı yüzüne çocukluğumun yakışıklı abisi. Yakışıklılığın simgesiydin benim için. Sapsarı saçların, mavi gözlerinle en yakışıklı sendin hep. Halamın oğluydun ama abi derdim. 2 yaş büyük olmak çocuklukta abiliğe yeterdi. Hep abi demeyi sürdürdüm sonra. Yakışıklı abisinin olması bir kız çocuğu için nasıl önemlidir. Öyle önemliydi sana içten bağım.
Sonra alkol filan derken tipin kaydı biraz, ama gülümsediğnde o yüzü gördüm hep yüzünde. Sert ama yumuşak, kaba ama naif bir adam olmayı başardın nasıl bir kimyan varsa.
Şimdi gittin işte kalbin durmuş. Hikâye bitti mi yani. Kalbe mi bağlıydı tüm hikâyeler. Attıkça mı sürüyordu sadece. Hayır böyle olamaz. Olmamalı. Bazen olmuyor işte, boşver mi diycez biz şimdi. Senin o kalender yüzün canlanıyor gözümde. Gülüşün, gözlerini kısarak attığın kahkahaların. Mükellef sofraların. Elinden düşmeyen rakın.
Gürdal Başkan zor geliyor boşver deyivermek bazen de işte. İnsan istiyor ki göremese de Antalya'da bir yerlerde atmayı sürdürsün o kalp.
Ama istemekle olmuyor işte.
Aynur Uluç
8 Şubat 2024