facebook twitter instagram youtube html5 sitemap Bizi Takip Edin

hayranlık uyandıran bir reçete örneği

hayranlık uyandıran bir reçete örneği

hayranlık uyandıran bir reçete örneği uyuzda mükemmel bir reçete yazımı bu. neden mi şimdi biraz açalım.

bu reçete bugün haseki'den geldi. yazan, hiç tanımadığım bir doktor. reçetesini kendisinden izin almadan paylaştığım için hasta adını keserken doktorun kaşe bölümünü de kestim fotoğrafta.

ilacı kullanması gereken kişileri tek tek isimleri ile belirtmesi ve kilolarını da ayrıca reçetede yazmasından tutun da, ilacı mg cinsi yazmasına kadar bayıldım reçeteye. ben hep kg başına 200 mcg (mikrogram) yazmak yeterli diyordum kestirmeden. biz nasılsa ev halkını isim isim, yaş yaş, kilo kilo soruyoruz eczanede.

doktorlar böyle yazsalar seviniyorum çünkü kg başına miktar değil de adet yazarlarsa ve o doz hasta için eksikse iş iyice zorlaşıyor, doktoruna ulaşmak gerekiyor. tekrar dozu yazmasa hele doktor işim iş , başıma çok geldi; iş ki yumurtaların yaşam döngüsünü hasta kavrasın. anlat da anlat artık.. bakın ikinci doz yumurtadan çıkacak parazitler için diye yırt kendini.

en sonunda da doktorum böyle yazdı tek doz verin siz, der çıkar işin içinden. versen bir türlü vermesen bir türlü. versen, ilaca karşı direnç kazanacak hastalık diye sorumluk duy. bir de kızsın sana eczacı ilacımı neden vermiyor. üstelik düşünsenize elinde var da vermiyor. haydii yine işi gücü bırak doktoruna ulaşmaya çalış ulaşabilirsen. hasta mızmızlanır bir yandan. diğer hastalar zaten tutturmuş durumda ilacımı çabuk yap. herkes tek hasta kendisi sanıyor.

yani anlayacağınız reçetede kaç kişinin kullanacağının belirtilmemesi çok zorluyordu bizi. çünkü uyuz kaşınsın kaşınmasın tüm bir arada yaşayan ev halkının aynı anda birlikte bir tedaviye girmeleri ile çözülen bir sorun. illâ herkesin kapsül kullanması gerekmez ama emin olmak istiyoruz diğerleri de bir tedavi görüyor mu.. bunu bilememek inanın çok zor.

ben doktor yazdı aynen vereyim diyen bir eczacı değilim hiç olmadım. tanımadığım bir doktorsa dikkat kesilmek zorundayım yaptığım iş gereği. birebir benim de vakayı anlamam lazım ilacı yapıp vermek için. o nedenle ekibim de aynı şekilde neredeyse ikinci anamnez alırız eczanede... bunu yaptığımız için de hastadan tepki alırız tabii. eczacıyı bir küçümseme tavrı vardır bu ülkede. bedava danışmanlık yaptığı için mi, sağlıkçı değil de satıcı görüldüğü için mi, her derdinde koştuğu halde kıymetini görmeme alışkanlığı olduğu için midir bilinmez eczacıya karşı bir güvensizlik vardır hep.

doktorum reçete etmiş sen neden soruyorsun diyen bile çok olur kilosunu sorduğumda. ama ben böylesi önemli bir ilacı yapıp veriyorsam tüm koşulların yeterli olduğundan, bilgilerin tam olduğundan emin olmalıyım.

hem gereken dozu verebilmek için kiloyu bilmeliyim tek tek. onu bilmediği için fiyatı kaça diye tutturur hasta. çok zor inanın uyuz olmaktan delirmiş hastalarla uğraşmak.. size o bilgiyi vermemek için direnir. kaç lira olduğunu diyebilmem için de kilonuzu bilmeliyim deriz yine sorar doktor reçete yazmış kardeşim versenize. kilomla fiyatının ne alakası var. işi gücü bırakıp alakayı anlatmanız gerekir.

peki der, kiloları rakam olarak vermeye başlar kim kaç kilo peki dersiniz isim vermez tek tek paketleyip isimlerini yazacağım demeniz gerekir ki kim kaç içecek bilsin dersiniz.. ah ahh.

haa der o zaman verir adını soyadını. biz her seferinde bu can çekişmeyi yaşarız hastalarla. hamile, emziren, küçük çocuk var mı deriz mutlaka. yine der yaa siz ilacı verin. demez ki bu kadının ticaret yapmak olsa derdi, verir ilacı alır parayı. satmamaya değil satmaya çalışır demez hiç. benimle ilgileniyor, doğacak çocuğumla ilgileniyor demez sen neyin sorgusundasın der. sinirini bozar bir de üstüne üstlük. anlayan da var elbet halden bilgiden, verilen kıymetten.. ben sadece ilk buluşmayı anlattım size. sonra ayrıntılı bilgi yazısını fiks olarak gönderdiğimiz halde tekrar tekrar açıp çarşafları ne yapcaz peki. koltukları ne yapcaz peki. çamaşır suyuyla mı silcem evi, ilaçlatcam ben diyenleri filan anlatmıyorum. gördüğüm şu ki pandemi insanları bir tuhaf yaptı. ben bu dertlerimizi doktorlara dahi anlatmadım inanın, işte ortaya anlatıyorum ama şimdi.

hayranlıkla baktığım reçeteye dönecek olursam; ilacı tane olarak değil, yurt dışında o öyle olduğu için kutu olarak değil; kg başına belirtmesi ve bu belirtinin de mg cinsinden yazılması acaip hoşuma gitti. bu faktör, hastanın konuyu anlamasını da kolaylaştırıyormuş hem. çünkü kapsüllerin içeriği mg cinsinden tanımlanıyor aslında. bugün bu reçete böyle gelince fark ettim bu ayrıntının önemini de. her geçen gün bir detayın önemini fark ediyorum.

peki hastanın bunu anlaması neden önemli; çünkü birkaç tane kapsülü peş peşe içmesi gerektiğini duyunca tedirgin oluyor haklı olarak ve doğal olarak da nedenini anlamak istiyor.
biz zaten her ayrıntıyı, uyuza sebep olan parazitin yaşam döngüsünü ve bulaşma şekillerini, parazitten arınma yöntemlerini/ gerekli ise destek tedavi yöntem ve ürünlerini her reçetede tekrar tekrar anlatıyor, evde uygulamaları gereken temizlik protokolüne dair yazımı da ayrıca paylaşıyoruz. böylece hastanın (bütün ev halkının) uygulanacak tedavi ile işbirliği yapmasını sağlamaya çalışıyoruz.

benim uyuz konusunda bundan sonraki örnek reçetem bu.

ecz. aynur uluç