eczanede mevsim normalleri
baya bir ilerlettim işi; ilaçlarını yapmakla kalmıyor, eczaneye gelenlerle baya bir sohbet ediyorum artık. çünkü biliyorum ki tıp aslında zihin beden ve ruh birlikteliğini kurabilirse başarılı olur. tamam elcağızımla ilaçlar yaptım onlara ama ya ruhları. ya kirlenmiş zihinleri. elimde iksir varcasına bir şevkle konuşuyorum onlarla. en cici halimle en tatlı sesimle. en şifacı içimle.. bir doğru sözcük koyabilsem ortaya bir güzel gülümseyiş şifa geçecek gibi bir şevkle; hevesle.
diyorum ki acaba nereni görmezden geldin ki bu başına geldi bir baksana şefkatle içine.. şöyle bir duruyorlar önce. bu kadın ne diyor gibilerden. ben de ince bir göz kırpıp derdine göre nokta atışı sorumu soruyorum bu sefer. ahhh diyorlar bu kez, ya da şöyle bir kıpırdanıyorlar istem dışı.. ya da gözleri büyüyor. elleri kalplerine gidiyor belki. illa bir şey oluyor bir yerlerinde..
anlıyorum ki doğru yere temas ettim. başlıyoruz ve oradan devam yolculuğa.. her gelen gülümseyerek gidiyor bu dükkandan. bu gülümsemeler var ya ruhuma iyi geliyor benim. insanlara iyi gelmek o kadar ışıklı bir şey ki anlatamam. insanın ruhu yıkanıyor. her yeni gelen hasta karşılıklı şifa şansı hem ona hem bana. boşuna dememişler en derin şifacılar en yaralılardır diye.. ben öncelikle kendi yaralarımı öpe öpe gönülleri hoş etmeyi öğrendim mi bilmem ama çabalıyorum işte.
ve açıyorum müziği genelde eczanede. hem sözlere sesli eşlik ediyorum o anda hem de elimde hesap makinesi ya da klavye işe devam.. şu anda da aynen öyle dediğim gibi. bir yandan yazıyorum bir yandan çalan şarkıya eşlik ediyorum. beynimi böyle aynı anda iki yönlü çalıştırmak hoşuma gidiyor. etkinliklerde de yaparım ben bunu. sahnede bir yandan arkadaşımın söylediği şarkıya eşlik eder bir yandan da birazdan okuyacağım şiiri şöyle bir içimden geçiririm. aynı anda farklı iki aynı merkeze basan şey yapmak hoşuma gidiyor. böyle risk almak da tabii. şeytanla oyun oynamak gibi. pabucunu ters giydirmek gibi... tam beyninin dingin olması gereken yerde çapraz çalıştırmanın sırası mı diyeceksiniz ama beynim şerbetlidir benim alışmış artık takır tıkır işlemeye. anında doğaçlamaya alışmış artık..
hah ya ben bir şey anlatıyordum demin. ne diyordum.;-)
o anda ben kaptırmış şarkı sözlerine eşlik ederken bazen dans figürleri girebilir araya; içeri giren diyor ki eczacı hanım kaptırmış yine. ))) onlar da alıştı.. ilk kez bile görseler alışmışlar gibi geliyor bana..benim için öyle rutin ki bu... mevsim normali gibi.. ))))
öyle yakalanınca gülüyorum ve diyorum ki hoş geldiniz. :)
güzel bir yere geldiniz.. hoş bir yere hoş geldiniz..
aynur uluç