Dermatoloji uzmanı Doç. Dr. Gökhan Okan’ı biraz daha yakından tanıyalım
“Gören göz güzeldir derler”, “ama gözün gördüğü de gerçekten güzel olmalı” diye tamamlarım ben bu sözü. Eczacı ve doktor bilgisini birleştirirse ortaya nasıl güzel bir sonuç çıkar; bugünkü yazımın konusu bu. Beni tanıyanlar bilir; iyi bir doktor ismi sorulduğunda ya da derdinin çaresini soran birisi olduğunda, biliyorsam bulunduğu şehre göre çözüm bulacağına inandığım bir doktor ismi söylerim.
Bugün o doktorlardan Doç. Dr. Gökhan Okan’ı anlatmak istiyorum. Çünkü neredeyse ciltle ilgili her alanda iyidir. O’nun reçetelerini yapmak, benim için güzel bir duygudur. Her reçetesi birbirinden farklıdır. Tam vakaya göre, o hasta için her defasında yeniden formül düşünür mutlaka. Teşhisleri muhteşemdir. İnci gibi okunaklı ve ayrıntılı yazısı ile döşenmiş reçetesine baktığınızda, hastanın ilaçlarını nasıl kullanacağına dair her sorusunun yanıtı vardır. Ama bu ona yetmez; bir de arka sayfasına biraz daha ayrıntılı şemalar çizer.
O’nu sinirli ya da birisini terslerken düşünemiyorum. İçten gelen samimi bir naiflik ve gerçekten iyileştirme niyeti ve isteğini anlarsınız… Hastaları ve onu tanıyanlar bunu hemen fark ederler. Fark ederler ki tavrı doğru, kimliği sahi bir doktorla karşı karşıyalar.
Biz de eczane olarak birçok özel hammadde barındırdığımız ve ilaç yapımında tecrübeli olduğumuz için, bizim eczaneye sıklıkla Gökhan Okan reçeteleri de geliyor. Ben çok uzun yılardır kendisini hiç görmemiştim. Ancak reçeteye ilişkin bir şey konuşmak gerektiğinde telefonla konuşuyorduk. Hiç internete bakmak da aklıma gelmemiş ki göreyim. Ancak ilk görüştüğümüzde hiç yadırgamadım. Telefondaki sesi ve kendisi bütünlüyordu birbirini. Alnımda geçmeyen kocaman çıkıntılar vardı ve bu nedir diye yardım almaya gitmiştim. Ne yapsam geçmiyordu. Telefondan yardım alıyordum ama yeterli değildi % 25 lik TCA solüsyonu sür, dedi. Sürdüm zaten dedim. Hem de tam % 25 lik… Ama işin gücün içinde özensiz ve hızlı sürünce yeni delikleri de ben yaptım alnımda, dedim. Güldük. Gel bir bakalım madem dedi. Belki de kreo yapmak gerekecektir. Gittim; o zamanlar çok havalı bir özel hastanede çalışıyordu. Gidince alnımdaki makinalı tüfekle taranmışım gibi olan delikleri bile unutup sağın solun seyrine daldım. Akan sular, yeşillikler, heykeller, devasa merdivenler, mermerler. Ortada gezen manken gibi kızlar zaten ayrı. Resepsiyona bakınca lüks bir otel gibi. Vay anasına Aynur, dedim. Sen buradan gelen reçeteleri mi yapıyormuşsun…
Gökhan Okan’ın da o hastanenin doktoru olmasından bir kıvanç duydum. Ama bana göre burada değil, kendi muayenehanesinde çalışmalıydı yine de. Neyse ki kısa süre içinde Ataköy Towers’ta kendi muayenehanesini açtı. Ve ben halâ işten güçten bir fırsat bulup da gidemedim bile bir “hayırlı olsun”a. Ama ne zaman başımız sıkışsa sorduğumuz doktorlardan oldu. Hiç yadırgamadı. Bir kere olsun amma sordunuz demedi; demez de zaten. Her zamanki içten naifliği ile yardımcı olur her defasında.
Beni tanıyanlar da bilir; gece gündüz okuyup araştıran, deneyler yapmaktan bıkmayan bir eczacıyım. Yeni bir çalışma yapıyorsam onunla da mutlaka paylaşırım. İyi bir önerim varsa ilgili olacağını bildiğim doktorlarla mutlaka paylaşırım. Dönem dönem özel hammaddeler keşfederiz biz. O maddelerin tedavilerdeki yerini okuruz. Formül örneklerine bakarız. Bilgileri birbirimizle paylaşırız her şekilde. Bir konuda güzellik ortaya çıkıyorsa eczacı ve doktorun bu dayanışma ve bilgi alışverişi içinde olması gerektiğini düşünüyorum.
Her eczacı gibi, hasta reçetesinde anlamadığım bir şey varsa, alışık olduğumdan farklı bir şey varsa mutlaka doktoruna ulaşır ve sorarım. Şunu düşünerek böyle yazmıştır diye kendi kendime yorumlamam. Bilgiler o şekilde genişler ve o vesileyle oluşan bilimsel sohbetler şifaya gidilecek yollar sunar. Bu şekilde temaslandığım doktorların sayısı her geçen gün artıyor. Mesleğinde yenilikler aramaya meraklı doktorlar, bunu yapar mısın diye soruyor. Geçen gün kadın doğum uzmanı Doktor Akben Özel’le borik asit ovül yapma maceramızı anlatmıştım. Onun gibi bir başka gün Doktor Mehmet Salih Gürel aramıştı LDN kapsül yapar mısın, diyerek. Tabii ki evet demiştim konuyu hiç bilmememe rağmen; nasılsa bulur öğrenirim. Bir başka gün bir doktor bu böyle olsa nasıl olur, bir çalışma yapsan da sonucu konuşsak... Bir başka gün bir başka doktor acaba KOH’u kıvamlı yapabilir misin? Bilmediğim bir şeyse araştırayım, diyorum hemen. Çünkü denemem lâzım önce. Denemeden olur ya da olmaz diyemem.
Geçen gün bir başka doktor aradı çocuk kötü kokudan çok aşırı irrite olmuş, derisi tahriş olmuş ama halâ scabies sürüyor. Ve pomat sürdürmüyor. Onu irrite etmeden ve deriyi daha fazla tahriş etmeden bir formül bulalım birlikte diyor. Telefonda, oracıkta bilgiler hooop birleşiyor. Ortaya çıkan sonuç harika.
Görüyor musunuz bu birbirinden güzel doktorların nasıl birlikte araştırma yapıp bilgileri birleştirecekleri eczacılara ihtiyaçları var. Ve eczacıların doktorlara…
Geçen gün sosyal medya sayfama beni nasıl mutlu eden bir yorum geldi. Can kadın Semra Karabulut Ok yazmış akne bahsi altına. Gökhan Okan’ın reçetesi ile tanıdım kendisini. O yorum beni bu yazıyı yazmaya itti. Size anlattığım her şeyin aynası çıkmış ortaya: o kadar güzel ki doktor ve eczacı iş birliği… Sizsiz okumak içime hiç sinmedi.
Şöyle demiş sevgili Semra:
“Oğlum Ilgaz'ın suratı aknelerden haritaya dönmüştü. Sevgili ve çokkk kıymetli Gökhan Okan hocamın muhteşem reçetesinin, ellerinde nasıl şifaya dönüştüğünü bir ben, bir de Ilgaz bilir. Pırıl pırıl bir cilde sahip oldu. Karşınıza ehil insanlar çıkınca, yol uzun da olsa, sabırla, güvenle, minnetle aşılıyor mutlaka.
Biz şifa bulduk, herkes bulsun. Bu iş sabır işi, güven işi. Doktor güven verirse, doğru reçete uygularsa, hasta da reçeteyi doğru uygularsa ancak tedavi sonuçlanıyor. Biz, iki yıla yakın tedavi gördük. Pandemi girdi araya doktorumuza tekrar gidemedik. Doktorumuzun Ilgaz’ın yüzünü bir kez daha görmesi gerekiyor. Ama farkındayız, bu süreçte o kadar çok yol aldık ki. Uzun aralıklarla üç kez muayenehanesine gittik ve her defasında farklı reçetelerle, ayrıntılı anlatımıyla, tüm sempatikliğiyle gönlümüzü fethetti hocam.
Ve son aşama da, seninle tanışmamıza vesile olan maskelerinizin hayatımıza girmesiyle anlam kazandı. O yağmurlu günde, yoğun olmana rağmen, araya sıkıştırdığın reçete bizim için o kadar kıymetliydi ki. Hiç unutamayacağım dostluğa uzanan o gün hep belleğimde, hep de yerini koruyacak elbette.
Gökhan hocam da, sen de, çokkk kıymetlisiniz Aynur. Hep var olun ki, şifa dağıtmaya devam edin. Güler yüzünüz, dostluğunuz var olsun, sizi seviyoruz ❤❤❤ Sizi akne sorunu yaşayan herkese tavsiye etmekten hiç yorulmayacağım. ❤❤❤ ”
Eczacı Aynur Uluç
Not: 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olan Doç. Dr. Gökhan Okan, uzmanlığını İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde Dermatoloji alanında tamamladı. Ardından eğitimini Florida’da Cleveland Clinic’te sürdürdü. Acıbadem Bakırköy Hastanesi, Bahçelievler Medikal Park ve Bahçelievler Memorial Hastanesi’nde dermatoloji uzmanı olarak çalıştı.
Doç. Dr. Gökhan Okan’ın ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlamış çok sayıda makalesi bulunuyor. Ayrıca 2016 ’da Edinburgh Kraliyet Doktorlar Koleji’ne (Royal College of Physicians Edinburgh) “tam üye” seçildi. Söz konusu kuruluşun “tam üyelik” statüsü sınırlı sayıda Avrupalı doktora tanınıyor. Yrd. Doç. Dr. Gökhan Okan’a üyelik diploması, Edinburg Kraliyet Doktorlar Koleji Başkanı Prof. Dr. Derek Bell tarafından törenle sunuldu.
Doç. Dr. Gökhan Okan’ın tıbbi ilgi alanları arasında cilt lekeleri, gül hastalığı, akne ve sivilce, pediatrik dermatoloji, vitiligo, scabies, dermatolojik cerrahi, akne, ekzama, sedef, saç dökülmesi, saçkıran- sakalkıran, siğil, kozmetik dermatolojik uygulamalar, peeling, botoks, kriyoterapi, dolgu uygulamaları ve kozmetik danışmanlık yer alıyor.
gokhanokan.com
Ataköy Towers
Çobançeşme E-5 Yan Yol Caddesi
No: 20-113 B Blok, 8. Kat. Daire: 112
Bakırköy-İstanbul
(0212) 552 60 60