facebook twitter instagram youtube html5 sitemap Bizi Takip Edin

dişlinin iki parçası

dişlinin iki parçası

dişlinin iki parçası

dişlinin iki parçası...


kendimizi bilmeye şiddetle ihtiyaç var. o eril halin tadını çıkarmaya, dişil halin tadında yüzmeye akmaya ve bunu hep birlikte yapmaya yani her birimize bu güzelliğin yayılmasına kendi payına kim hangi dişisi kim hangi erkeği ile yaşayacaksa... buna şiddetle ihtiyaç var. eril olan olmadan dişil olan olabilir mi. ya da tersi. dişi kendisini salmazsa eril nasıl kendisinin farkında olsun… öz kaynaklarını nasıl keşfetsin… eril olan her geçen gün duyarlı olcam diye dişileşirse dişi nasıl salabilsin kendini. erilleşme ihtiyacı hissetmeden içinde. nasıl tadını çıkarsın dişiliğinin. hayat boşluk sevmez derler hakikaten de öyle… eski düşünme biçimlerimizle ne kadar ileri gitmek mümkün. çözümün değil sorunun bir parçası olan düşünme biçimlerimizden mi medet umacağız.


suyu bir bulandırcaz bulanmadan durulmaz. bir acıyacak canımız bu eski rollerde bir dayanacak bıçak kemiğe ki yeniden ilik örmek dürtüsü gelsin bedenimize. bir şeyler bozulacak ki bozuluyor illâ ki bu zorlama oyunda; göreceğiz bir zahmet bozulduğunu. sahip çıkacağız hayatlarımıza.


yıllardır eril olan kötüleniyor. farkına varılması gereken yer sistemdir. erili de dişili de bir güzel kullanan sistem. rol dağılımını var olan yapıları yanlış anlatmak, yanlış anlamak üzerinden kuran sistem. ama bunda hepimizin payı var. karşı gelmekle çözülecek bir şey değil bu. derin bir şekilde kavramak gerekiyor önce. iç yapılarımızı ve birbirine nasıl ihtiyaçlı olduğumuzu. homoseksüel ve lezbiyen ilişkilerde de bu böyle. yine bir taraf eril bir taraf dişil enerji ile işler. roller yer yer değişebilir, ama önemli değil. pratik işleyişteki akış karışırsa ya da cinsel kimlik rollerimiz birbirine yaklaşıp nötrleşirse işte o zaman içi kurumuş bireylere dönüyoruz. ne kadar doldursak içimiz bir türlü dolmuyor. oysa böyle olmak zorunda değil, bırakalım artık su kaba şekil versin.

resim ve metin : aynur uluç