facebook twitter instagram youtube html5 sitemap Bizi Takip Edin

Dip sesi yıllardır görmüyordum, yolumu kesti

Dip sesi yıllardır görmüyordum, yolumu kesti

Dip sesi yıllardır görmüyordum, yolumu kesti
Dişil sesi çıkardığını fark ettiğim şiirleri topladığım bir albümüm vardı. Bu albüme aldığım şiirler özeldi. Çünkü buraya girebilmesi için bir ön sezişten geçmesi gerekiyordu. Albümün ilk adı “dişil ses”ti ama sonra değiştirdim ve "dip ses" adını verdim. Çünkü bu şiirlerdeki ses, fark ettim ki dipten bir kaynaktan sızıyordu. Şiir yazayım kaygısıyla yazılmıyorlar adeta kendilerini kendileri yaratıyordu. Dişil deyişime bakmayın. Erkek şairlerden de yakalayan vardı bu sesi. Kadın olduğu halde bu dile ulaşamayan tonlarca da kadın vardı öte yandan. Var olan, hepimize çaktırmadan diretilen, dolayısıyla dilimize sindirilmiş kalıplara kadın da olsak, erkek de olsak uyanmak ve aşmak zordu çünkü. Hepimiz ana dilimizle doğup baba dilimize geçiş yapıyorduk farkına bile varmadan.

O yüzden bu dip ses şiirlerin peşinde yıllarca koştum. Yazar arkadaşım Mustafa Sütlaş ile resmen busesin izini sürdük diyebilirim. Sadece şiirde değil bu sesin varlığını romanda, sinemada, düz yazıda yakalamak için mesailer yaptık, iki ayrı şehirde bulduğumuz izleri örnekleri birbirimize gönderdik, incelemeler yaptık üzerinde.

Sesine baktık önce elbette, rengine baktık, tattık yuttuk krem yapıp derimize sürdük belki, koynumuza alıp rüyaya yattık o şiirlerle. Bu şiirleri görünce tanımak zordu. Çünkü bağırmayan, kendini diretmeyen, şamata etmeyen, şıkır şıkır kendisinden akışlı, fazladan kasılmayan, bilgi vericem diye kendini de kasmayan, gösterişsiz görünen yani sözcük oyunları yapmayan, kafiyenin filan derdinde hiç olmayan şiirlerdi bunlar. Sinuzoidal bir dalga yayıp sesini usulcacık oracıkta bırakıverdiği için suda iz yapma gücü olan şiirlerdi. Bir imbikten süzülür gibi geliyorlardı salına salına. Göremezsen öylece geçip gidiyorlardı.

Genelde şairi de bilmiyordu yazdığını, ya da yazamadığını bilmiyordu hiç.

Az önce şansa gördüm Efelerin Semoş yazıvermiş; yazarken yazarken serbest yüzüşte. Ben dizeler halinde alt alta dizince şiir, hınzırca gülümsedi. Kendini ele verdi Yapacak bir şey yok: yakalanmıştı.

"Öyle biraz kendimi arıyordum

Aynada
Kendi kendime...

Önce duruşum gitti
Sonra da hırkam
Sonra bir baktım
Bedenimin yarısı da yok”

Aynur Uluç