facebook twitter instagram youtube html5 sitemap Bizi Takip Edin

corona günlüğü'nde kalabalık sokaklar

corona günlüğü'nde kalabalık sokaklar

corona günlüğü'nde kalabalık sokaklar

nerde vapurlarda beş altı kişi işe gittiğim ilk corona günleri. manzara hayli değişti.. trafik de artık bayaca yoğun. bulaş açısından durum ne olur bilmem. çünkü maske var genelinde uymayanlar olsa da arada azıcık. ağzını burnunu açıp sigaradan nefes çekenler maskeler boyuna asılı kıvrım kıvrım; yolda gezenlerin çoğu maskeli. maske zorunluğundan sonra.. bakın bu bizi korur işte. her birimiz diğerini kendimizden korumak için maske takmasak da işe yarayan kısmı orası. varsın beni koruyor sansınlar taksınlar da ne için takarlarsa taksınlar..

ne diyorduk insanlar çok dışarda.. ama şurdan da okumak lazım sanki bu manzarayı. insanlar korkuya kapılmaktan vazgeçti artık, bahar geldi ya dışarı çıkıyorlar bu bir yanıyla da çok iyi haber.. ölmek korkularına güneşin rengi baskın çıkıyor demek. korkmamayı, hayata asılmayı yeniden deneyimliyorlar. corona normalleşiyor yollarda yüründükçe.

zaten şehirde her şey allahlık. önlemler var olsun diye gibi. meselenin bulaş mekanizmasını anlamaktan uzak yaklaşım biçimleri.. vapurlarda bazı markette ulaşılan dezenfektan imkanı güzel.. ama öte yandan marmaray'da istasyonlarda çıkışlar tek kapıdan. var olan insanlar kapılara dağılsa daha iyi değil de insanları var olan koşullarda aynı yerlerden geçirmek üzerine gibi uygulamalar.. ve bahçedeki demir kapı neredeyse kapalı. böylece ortada bırakılan aynı aralık noktasından geçiyor herkes. dün oradaki görevliye anlattım. dışardayız zaten dedim bırakın hepimiz rahat rahat farklı noktalardan geçelim.. anlamadı ama sen kapıyı itte de geç abla, dedi..

haa vapurda diyordum. mesela ordan bir örnek; seyrek oturuyoruz tamam hatta bi bölümünü de kapatıyorlar vapurda. o bölüme oturulmuyor. amaç ne olabilir.. koltuklar kirlenmesin gibi sanırım zaten az kişisiniz kalan yerlere yerleşin gibilerden. sanki amaç seyrek oturmak değilmiş de vapurun her yerini kullanmamakmış gibi. ağızdan çıkan damlacıklarla havada asılı duran küçük parçacıkların bir akım olmazsa orada saatlerce kalacağını bilmeyince böyle oluyor.

garip işler insan anlamadığı şeyden böyle sakınır işte. soru ne olursa olsun bildiği yerden cevap verir. kapıları kapatır açık havada.. sanki coronayı engelleyecek gibi bir psikoloji. binlerce yıldır bildiğimiz düşman varsa kapıları kapatma refleksi.. marmaray'ın sefer sayısını azaltmak sonra. vapurda oturulmayan alan icat tmekler durduk yerde. ve maskeleri alabilmesi için evde oturanı sokağa eczaneye yollamak ve . bekletmek de bekletmek telefona gelecek şifre için.

tc ile de oluyor derler sonra, şifreyi beklemeyin haydaaa yine sokağa. bir an önce maskemi almalıyım psikolojisi, artık eczaneler de satmıyor aman alahım nerden bulucam paramla bile olsa.. yani sokağa çıkar vatandaş ama güvenle değil korkuyla yine.. sistem zaten karmakarışıktır. tc nosuyla baba adı filan girildiğinde kesin hep hata verir sistem. sonra derler ki iki gün önce bu şekilde girdiğin kişi onaylanmışmış meğer. sistemde ara ki o kişiyi bulasın tc sinden tanıyıp, hadi buldun diyelim ara ki bulasın adamı da maskesini veresin. "kardeş bende beş masken vardı, geçen gün verememiştim hata diyerek.. vallahi şimdi gelmiş. aradım buldum seni tc ni de ezber etmiştim tabii. anında yakaladım.

açık mı.. bak vallahi bize de açık geldi poşetlemek zorunda kaldık beş beş. eldiven taktık tabii. e sonra gelenler de beni yalancı çıkarmak için beşli pakette geldi. idare ediver sen, dersin adam anlayış gösterir tabii.. adamın da sana anlayış göstermesi gerektir, nevrin dönmüş sabah beri. ama orasını kim düşünsün şimdi. karşılıklı gülümsersiniz her şey çok güzel. öyle olmaz ya, mesela yani.

bazı eczaneler günde 480 maske dağıtmışlar aman alahım. ben ilaç yaparken gelen eczanenin kapısındaki naylonun açıldığı kesiğe ağzını yaklaştırıp içeri doğru tc sini tükürükleriyle birlikte fışkırtırken günde 480 maske vermek zorunda kalan eczaneyi düşünmek bile istemiyorum. ne hale geldiler kim bilir. sonra duvaralara pano as de ki; eczacı her an gidebileceğiniz sağlık danışanınızdır . sözde gönlümüzü alsınlar. bir de sevinelim üstüne sütlük ahh gördüler bizi. lay da lom..lom lom da layyy.. servis ediliyoruzdur halka beleş tarafından, artık kimseye güvenmiyorum. ne alınan önleme, ne yakılan yağa. gaza gelemeyecek kadar corona içinden geçtim. yanıbaşımızda beş coronalı iranlı kaldırımdan şehirler arası otobüslere bindirildi. üç beş gün sokaklarda beklerken düşüp düşüp bayılıyorlardı. bir şey olmadı.. bize bir şey olmaz korkmazsak. ruh omurgamızı sağlam tuttuysak bize bir şey olmaz inanın.. tamam için c vitaminlerini de, d vitaminlerini de. beta glukan da iyidir iyi gelir bağışıklığa.. isterseniz güneş yağını da için. içiniz açılsın. ama içinizi ferah tutun siz.

öd keselerini bu kadar titreştirmenin lüzumu olmadığını şükür anlıyor insanlar artık. ve dışarı çıkıyorlar. birileri nefes alamıyor bir şeyler öğreniyor. birileri korkuyor evde kalıyor. birileri yasaklandı dışarı çıkamıyor yaştan ötürü. sokakta yaşayanlar nereye gidiyorlar mesela sokağa çıkma yasağında. caddeye mi çıkamıyor onlar da..

sorular yaman süreç pek keskin.. ama şurası kesin ki; her birimiz bir şey öğreniyoruz bu olan bitenlerden. öğrenemezsek çok yazık olacak çünkü.

aynur uluç

16 nisan 2020