facebook twitter instagram youtube html5 sitemap Bizi Takip Edin

çakıl taşlarında aşk

cakiltaslarindaask


kullanılmamaktan kötülemiş salaş mekânlar, pansiyonlar ,
minik minik taşların üzerinde oturmuş dünyanın gelip geçiciliği ile
zamanın sonsuzluğunu aynı anda hissedişim,
göğsümde genişleyen nefes…

işte o sıcak; çok sıcak duygu… |
duygunun orada o kadar yoğun oluşunun verdiği sıcaklık, büyülü gibi bir an,
ve bu anların minik minik birbirine eklenişi,
saçlarını minik minik biraz rüzgâr biraz ben okşadım sanki
göğsüme dayadım nefesimi dinlettim,
sakince inip çıkan göğsümde yaşamı duy gibi,
ama ölümü de duy koynundayız taşların...
ağlamadın hiç, öylece saldın kendini…
ben olduğum önemli değildi gereğinden çok o göğüs sahibinin,
ben olduğum önemsiz değildi yine bir o kadar da,
sen olduğun önemliydi ellerimin ucunda dokunduğum acının,
sen olduğun önemsizdi bir yandan,
senin ve benim hiç bir farkımız yoktu işte o çakıl taşlarından
ve o taşları oraya kimin dizdiğinin bir önemi yoktu
ne senin ne benim için

alıyor muydum koyuyor muydum hayatı geri

taş mı çalıyordum harflerin dünyasından; yoksa romantizm mi tamamlıyordum
hiç önemi yoktu.

tek bildiğim, hayat fotoğrafımı çekiyordu
ve ben boşluğa bakıyordum.

aynur uluç
şubat 2019
fotoğraf: senem açıkgöz