bir ağacın dibinde olan ama bitmeyen...
sarayın yolunu kaybettim de bir ağaç dibinde dinleniyorum biraz, az önce bir yılana yol sordum, ince uzun tısladı, seni cadı şifacı dedi, benimle dalga geçme.
çekirgeye yolu sordum ben de ardı sıra seğirten; ama nasıl olur prensesliğimi filan hiç anlamadı. başımdaki tacı da mı görmüyor; ne güzel gözlerin varmış, dedi ve sıçradı gitti.
ben de bir martıya sordum, jonathan çıkmasın mı o da karşıma; ne yapacaksın sarayı, gel benimle yeni bir deneme daha yapacağım bugün, dedi zirveye. ve kanatlarını okşadı gitti.
o la la aklım karıştı hiç bir hayvan ışıl ışıl tacımla ilgilenmiyor prenses doğdum diye prenses kalacak değilim dedim ben de; gördüm ki hiç beş para etmiyor içimin dünyasında. bırakıverdim tacımı oracığa. bluzumu şalvarımı ve bilumum taklavatı çıkardım. yüzüme bir tebessüm, gözüme ışık geldi anında. anladım asıl ışıltı insanın kalbindeymiş, doğru demiş yıllar önce düğümlere üfleyen ece:
-sen yolu içinin hayvanlarına sor.
sordum, ve dediler ki;
gönlünün sarayını inşa et ve o sonsuz çiçekli çitsiz bahçeyi...
aynur uluç
28 07 2019