facebook twitter instagram youtube html5 sitemap Bizi Takip Edin

başka türlü bir doguş

başka türlü bir doğuş

başka türlü bir doğuş
ibrahim golestan’a

seni kendinde tekrar ettikçe
çiçekli sonsuz şafağa giden
karatohum bir söz bütün varlığım

ben bu söz’ün içinde
iç çektim, ahh
bu sözle aşıladım seni ağacın dallarına
ateşe ve suya

hayat belki karanlık, uzun bir yoldur
kadının her gün ah zembiliyle geçtiği

belki adamın kendini
gri bir günün dalına astığı iptir

belki de koşarak evine dönen çocuktur hayat
belki iki sevişme arası içilen sigara
ya da bir yolcunun öylesine bakarak
şapkasıyla verdiği o tanıdık selâm

ama belki de
gözlerimin gözlerine değdiği o tutuklu anı
donmuş gecede akan
ay ışığı olarak hissedişimdir hayat

ev tipi hücrem kadar tenha
aşk kadar engin kalbim
mutlu olmak için küçük bahaneler arıyor kendine
çiçeklerinin vazoda güzel soluşuna bakıyor
bahçemize diktiğin fidana
pencere dolusu öten kanaryalara bakıyor

benim payıma düşen buymuş ahh
buymuş benim payıma düşen
hayattan bana düşen
bir perdenin asılışının benden aldığı gökyüzü
ıssız bir merdivende daha derine inmek
ve geçmişle çürüyüş arasında sıkışmış bir şeyi
geri almak benim payıma düşen

benim payıma düşen
anıların bahçesinde dolanıp yasımı tutmak
ve “ellerini seviyorum” diyen bir sesin
kederinde ölmekmiş

ellerimi bahçeye ekiyorum şimdi
biliyorum yeşerecekler
biliyorum
biliyorum kırlangıçlar yumurtasını bırakacak
mürekkepli avuçlarıma

kulaklarıma kirazdan küpeler takacağım
ve yıldız çiçeğinin yapraklarını tırnaklarıma

orada bir sokak var
ki ince boyunları
dağınık saçları ve sıska bacaklarıyla
delikanlıları bana âşıktı
bir gece rüzgârın alıp götürdüğü küçük kızın
incecik tebessümünü düşünüyorlar hâlâ

evet bir sokak var
kalbimin
çocukluğumun mahallesinden çaldığı

hacmi zamana düşen bir yolculuk bu
zamanın üretken çizgisini aynadaki görüntüyle
bir oyun kurar gibi gebe bırakan

ve böyledir işte hayat
birileri ölür
birileri hayatta kalır
hiç bir balıkçı
çukura dökülen sığ derede inci bulamaz

ama ben
uzak bir okyanusta yaşayan
küçük, üzgün bir peri tanıyorum
kalbini usulca büyülü bir kavala akıtan
küçük, üzgün bir peri
her gece bir öpücük sonrası ölen
ve her sabah bir öpücükle
yeniden doğacak olan

furuğ ferruhzad

çeviri-yorum: aynur uluç

4 mayıs 2013