aynur uluç sanat akademisi
"Aynur Uluç deyip geçmemek lazım. Bir sanat rüzgarı, sanat akademisi. Bu akademinin duvarlarının harcı sevgi, içi de Pandora’nın kutusu gibi efsuni, gizemli. İnci elmas yakut gibi zengin ve duygu dolu... Giren çocuk, kadın, erkek, insan bir parça neşe alır mutlu olur sever sevilir.
Bir haftadır Fethiye izlenimleri uzaklara bile bu pozitif enerjisi ile yansıyor. Biz alıyoruz. bu ruhta gelecek güzel bir toplum dileğiyle sevgiler selamlar sunuyorum." demiş sevgili Kahraman Oğuz...
sizlerden gelen, böyle güzeli gören, fark eden ve dillendiren pek çok mesaj aldım bugünlerde. ölü ozanlar derneğini izliyor gibiyim canlı diyen. biz de isteriz diyen... öğrencin olmak istiyorum diyenler... ve daha neler neler... bütün bunlar nasıl iyi geliyor anlatamam. bi haftadır burdayım; cennet gibi bi yerde. uluslarası fethiye festivali beni bu yıl iki farklı çalışma ile konuk ediyor. biliyorsunuz biri bu çocuk atölye çalışmaları ikincisi çakıl taşları gösterimiz. dün çocuk çalışmalarını bitirdim. bugün çakıl taşları ekibim gelecek içim ruhum bedenim o hale uygun moda geçecek.
festivalin en uzun kalan konuğuymuşum. 3 hafta süren festivalde festival boyunca da kalabilirmişsin sen dediler. kitap fuarına katılmadım mesela, ya da resim sergisine resimlerimle... belki gelecek yıl köylü kadınları ile buluşabiliriz. bir şifa çemberi yapabiliriz mesela. kendilerine dokunmanın, birbirlerine dokunmanın, birbirinin gözünün içine uzun uzun bakmanın pratiklerini yapabiliriz yerlere bağdaş kurup... ya da çocuklarla önden okudukları kitaplarım üzerinden buluşup söyleşi ya da resim atölyesi yapabiliriz yine. bu yıl çocuklarla yaptığım çalışmayı istekli öğretmenlerle de yapabiliriz gibi gibi şeyler konuştuk komitedeki arkadaşlarla gelecek yıl için.
enerjimi nasıl daha verimli kullanabilirim onu hesaplamam lazım. bu yıl her gün 4'ten sonra odama zor yetiştim uyumak için... görseniz o kadar güzel, o kadar güzel bi yerde konuk ediyorlar ki beni havuzlu denizli bi yer. merkeziliği, sahile yakınlığı yürüyerek 3 dakika. ve ben havuzun kenarındaki şezlonglara kıçımı değdirmedim daha. denize dün bi gittim girdim de bedenime tuz değdi.
ve bi kere gidemedim gezemedim yüzemedim diye tüh dedim mi acaba. demedim, demem. çünkü uyumam gerekliydi o gördüğünüz bıcır bıcır halde olabilmek için... en önemli şey buydu benim için. çocukları insanları çiçekleri gülleri .. seviyorum. kendimi seviyorum tabii en önemlisi. kendimi en çok bıcır bıcır çocukken, kıvıl kıvıl kadınken seviyorum.
haa neden gülleri ayırdın çiçeklerden demeyin. gülleri ayırmalıyım elbet. o benim için sadece çiçek değil. kalbimden geçen ayrı bi ırmak ve annemin kokusu güller. annemden bana kalan yadigar. ve sevgili dokusu içimdeki imajı gülün. aşkın çoğalan, gülen şiiri... şirin bi çocuk belki yüzü kızarmış... benim için kırmızı gül temsil ediyor olabilir hatta hayatı. o yüzden kollarım buram buram gül açtı, o yüzden çakıl taşlarında kostümüm kırmızı kırmızı göz kırpıyor olacak size.
aynur uluç