ayinesi kalbi olan bir doktor; Ayşe Serap Karadağ
sabah uyandım erken saatte, yoluma bu mektup düştü, iyi ki düştü, iyi ki gördüm okudum; öyle duygulandım ki ağlayarak okudum, tamamen hissettim sanki hastanın içini.
evet hastaların bir görünür dertleri var, bir de içlerinde o derdin yarattığı bir kocaman duygu karmaşası, umutsuzluğu var. sinir bozukluğu var. uğraşıp uğraşıp durmanın yarattığı yorgunluk var.. bir değil, içiçe giren birden çok duygu var; orada biriken...
dün de rosacea ile ilgili sorun yasayanların iç dünyalarındaki psikolojik durumları didaktik olarak listeleyen bir yazı okumuştum. bilimsel olarak çok kıymetli diye düşünmüştüm yazı için ama duygularım harekete geçmediydi. ki bu çok doğal, bilgi yazıları bizde o etkiyi yapmaz. bu mektup ise, bilgi değil direk bir hastanın, bir insanın içi. içine tuttuğu bir şeffaf kapı. bilgiyi içerden verdiği için gerçekliğin kapısını açıyor okuyanlar için de. hem o derdin yükünü, hem doktorun kalbini ve başarısını görüyoruz.
işte benim için de öyle oldu mektubu okuyunca coşarak "dermandoktor"a şunları yazdım;
Ayşe Hanım, siz gerçekten çok özel bir doktorsunuz,, ne zaman bir şey sorsam hep dolu dolu anlattınız.. sayfanız sizi anlatan hasta yorumları ile dolu. çünkü çok özel bir kalbiniz var. yüzünüze, sesinize, tavrınıza, ilginize, iyileştirme niyetinize yansımaması mümkün değil, bu kalbin işinde daha iyi olmak için uğraşmaması, bilgisine yansımaması mümkün değil... ve o bilginin yine o ilgiyle harmanlanıp sunulmaması mümkün değil.. bir yorumcunuz asistanlarının hep çevresinde olup onlara birebir gösteren sizin gibi bir doktor daha görmediğini yazmış. söylemeye çalıştığım tam da bu. yürek farkı dokunduğu her alanda fark yaratır.
"ayinesi iştir kişinin" derler ya bu "ayinemektup" beni bu açıdan da çok etkiledi. sabahın seherinde içimdeki kuşlar ötüyor gibi oldu, şenlendi içim... iyi ki paylaştınız bakmayın ağlıyorum, yüreğime dokundu. ne güzel ne dolu bir ağlamak bu.
Aynur Uluç