bayan vendetta
kadını çizmiştim ama öylece duruyordum, yüzü kocaman bir maskeydi. ellerim yüzünde istemsiz gidip geldikçe maskesi daha da beyaz oldu. yüzü vardı ama gözleri yoktu. ağzı yoktu, burnu yoktu, dümdüz bir suratı boyayıp duruyordum... sonra birden o geldi. o güçlü kollarını kuşanmış geldi. kollarını bana uzattı ve dedi ki... hayatı güzelleştirip durmak için uğraşıyor o. her şeyi güzele evriltiyor... işte işin özü bu, dedi. insanlığı kurtaracak şeyin özü bu...
kanım çekildi sanki... burda bir şifre vardı illâ ki bir yere uyacaktı. hayatın içinde bulucam dedim... bulucam o şifre nerede otururdu. birden bileklerimi tuttu. bırak dedi bileklerini bana... kontrol etme kendini... o bileğimi tuttu ben nefesimi... o bileğimi tuttukça ellerim çiziyordu, kaşı gözü beliriyor, ağzı büküldükçe bükülüyordu yüzün. kaşları kalktı bana doğruldu. gözleri gülümserken hınzır yakası biraz daha açıldı.. başından al güller sarkıyordu. kolları elleriyle buluştu... parmakları kalın kalın sarktı bileklerinden.
demek işin özü buydu, işte uymuştu şifre... ahh, dedim bu kadar mı çabuktu... birden çizdiğim şekli gördüm hayretle mırıldandım: kadınları düğümlere üfleten kadın... işte kanlı canlı karşımda... bana gülümsüyordu işte, yok dedim daha neler... hiç görmediğim bir kadını nasıl çizmiş olabilirim ve hiç olmayan bir kadını... kapattım bıraktım orda. kaşlarını gözlerini bıraktım... o kocaman parmaklarını. gülümseyişini ve her şeyi güzele evriltişini oracıkta bıraktım...
sonra kaynar gözlü kız geldi... dedim sana birisini göstercem görür görmez tanıdı. aa, dedi, bayan vendetta...
-nasıl yani vendetta mı bu...sen de gördün mü yani, gerçekten vendetta mı...
abla vendetta işte, dedi.. kalktı masadan gitti; beni yalnız bıraktı vendetta'yla o gitti, ben baktıkça baktım... yaw bu nasıl olurdu, nasıl tanımıştı bir bakışta... adını nasıl seri bulmuştu... çekmecemde unuttuğum ismi nasıl da koyuvermiş masaya.
bileklerimi ve nefesimi tutmuş dururken; boşlukta kocaman bir cüsseyle dururken tepetaklak... birden maskeyi buldum... evet vi'yi gördüm vendetta'nın yüzünde... maskedeki o serin gülümsemeyi kadının yüzüne nakşettiğimi gördüm... ve yüzüme gözüme gülümsedi v for... bayan vendetta kadınlarını topladı geldi çöllerden. ece'sini, maryam'ını, amira'sını kaptı geldi yanıma.
anladım vendetta'ydım, bileklerimi sürdüm yüzüme... yüzümü bileklerime sürdüm. demek bileği serbest bırakmakmış iş... el zaten kalırmış o vakit... beden kalırmış serbest...
anladım. anladım serbest kalırmış kalbim.
aynur uluç